Anasayfa / Köşe Yazıları / Yeni komşumuz hayırlı olsun

Yeni komşumuz hayırlı olsun

Her fırsatta vurguluyorduk ki; Doğu Akdeniz’deki haklarımız son derece yaşamsal değer taşıyor, ülkemizin ve hepimizin geleceğinin müreffeh kılınmasının fırsatı olarak her geçen gün değeri artıyor. Bu nedenle de en ufak bir ihmal, gecikme, soğuma ve dirayet yetersizliği telafisi güç kayıplara ve geleceğimizin başkalarınca ipotek altına alınmasına eşdeğer olduğuna dikkat çekiyorduk.

Görüyorduk ki; Doğu Akdeniz sömürgeci zihniyetin yeni av sahası, yeni ganimet tarlası yapılmak isteniyor. Sahaya sürdükleri ülkelerle, şirketlerle küresel güçlerin, sömürgeci aktörlerin kirli senaryoları uygulamaya sokuluyordu.

Bu kirli senaryolarda hedef Türkiye idi. Doğu Akdeniz’e en uzun sahili olan Türkiye’nin nerdeyse denizi olmasın isteniyordu. Kıbrıs adasının çevresinde, adeta piranhalar gibi üşüşenler, Türkiye’yi haklarından mahrum bırakmanın şer çabasındalardı.

Tüm bu kirli hesapların bozulması için; Türkiye’nin, bir yandan sondaj gemileriyle, donanmasıyla kararlılığını sürdürürken diğer yandan Libya ile anlaşma sağlanarak, Münhasır Ekonomik Bölge’nin (MEB) ilan etmesi gerekir diyorduk.

28.05.2019 tarihli bu köşedeki,

“Doğu Akdeniz’de MEB ilan edilmelidir” başlıklı yazımızda;

“Kıta sahanlığından farklı olarak MEB, ilan gerektiren ve deniz dibinden uzaya kadar olan bölgede tüm canlı ve cansız kaynakları içermektedir. MEB uluslararası hukuka 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’yle girmiştir. GKRY, 2003 itibaren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Türkiye’nin haklarını yok sayarak sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti” adına MEB ilanında bulunmuş, Mısır, Lübnan, İsrail ile MEB sınırlandırma anlaşmaları imzalamış, 13 adet petrol arama ruhsat sahası ilan etmiş, bu sahalarda 3 tur ruhsat ihalesi yapılmıştır. Hukuksuz, haksız oldubittiye getirilerek, KKTC ve Türkiye’nin haklarını hiçe sayan ve zedeleyen tüm bu hamlelere karşı Türkiye, bildiği yoldan, çıkarlarını ve uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kararlılıkla korumaya devam edecektir. Ancak bu noktada mutlaka atması gereken son derece önemli adım, Doğu Akdeniz’de MEB ilan etmesidir. Bu kaçınılmaz, ertelenemez bir zorunluluk olarak Türkiye’nin önündedir.

Doğu Akdeniz’e neredeyse gelmeyen donanma kalmamıştır. Küresel ve bölgesel güçlerin gözü buradadır ve hepsi de MEB üzerinden hak iddia etmeye çalışmaktadır. Tıpkı 1986 yılında Karadeniz’de ilan ettiğimiz gibi burada da ivedilikle MEB’i ilan etmeliyiz. Böylece Yunanistan ve diğerlerinin Türkiye’ye ve KKTC’ye yönelik ithamları, haklı olmayan çabaları etkisizleşir.

Bu konuda Libya önemlidir. Zira yakın geçmişte yaşadığı iç karışıklıklar nedeniyle yeterince ilgilenemediği MEB konusunda Libya, Yunanistan’ın gaspına uğramıştır. Türkiye’nin MEB ilanı sonrası, Doğu Akdeniz’de Libya ile yapacağımız anlaşmayla hem Libya kaybını giderecek, hem Türkiye ilave hak kazanmış olacaktır. Bu ilave deniz alanı Kıbrıs adası büyüklüğündedir. Bugüne kadar gösterilen sağlam iradenin, bu konuda da ortaya konulacağına inancımız tamdır. Yeter ki, zaman kaybetmeyelim.”

Zaman kaybetmedik ve Libya ile MEB’i imzaladık. Şer oyunlarını bozduk. İstiklal yürüyüşümüz yükselerek sürüyor.

Libya artık yeni komşumuzdur.

Bu konuda; “Libya Türkiye’nin Denizden Komşusudur” kitabını yazan, yıllardır bu konuda çırpınan ve MEB’in bir an evvel ilan edilmesini isteyen Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Dr.Tümamiral Cihat Yaycı’ya hepimiz şükran borçluyuz.

Mavi vatanımıza sahip çıkılmasıyla yaşanan bu zafer; tüm teknik ve stratejik çalışmaları hayata geçiren ve sağlam iradesini bir kez daha ortaya koyan Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesindedir. Yine kirli bir oyunu bozmuştur ve yine sömürgeci piranhaların ve piyonlarının hedefi olmuş durumdadır. Piranhalar; şaşkınlar,mutsuzlar, panik içindeler. Varsın olsunlar… Şeytan azapta gerek…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …