Anasayfa / Gazete Röportajları / TÜSİAD yine konuşmuş

TÜSİAD yine konuşmuş

TÜSİAD sözcüleri derneğin genel kurulunda yine konuşmuşlar. Yine hukuku ve iktidarı hedef alan, yine siyasi, yine tek yanlı, yine gerçekleri hiçe sayan ve yine üzerlerine düşen sorumluluğu taşımayan bir içerikte sözler sarf etmişler.

Terör iltisaklı olduğu gerekçesiyle belediyelere kayyım atanmasından, Gezi kalkışması kapsamında yürütülen soruşturmalardan, ihraç edilen teğmenlere varan bir dizi hukuki konuya hukuk dışı bir dille değinerek, kendi siyasi çıkarlarına göre ithamlarda bulunmuşlar.

TÜSiAD YİK Başkanı Ömer Aras demiş ki;

“Son haftalarda politik hayatta da olağanüstü olaylar yaşıyoruz. Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Birçok sanatçının menajerliğini yapan bir işkadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler gözaltına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor. Yeni mezun teğmenler ordudan ihraç ediliyor. Bu olaylarda suç vardır, yoktur diyemeyiz ancak çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz. Ayrıca tutukluluğun istisna değil, kural hâline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorunun kanunlar değişse de çözülmediğini görüyoruz.”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TÜSİAD Genel Kurulu’nda Orhan Turan ve Ömer Aras’ın açıklamalarına tepki gösterdi ve dedi ki;” Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hiçbir kurum, kuruluş veya çıkar grubu, milli iradenin üzerinde değildir. Demokrasi sadece belli çevrelerin değil, topyekûn milletin ve devletin ortak emanetidir.

Türkiye, eski Türkiye değildir. Ayrıcalıklı kesimlerin yön verdiği Türkiye’nin artık geride kaldığını anlamayanlar şunu bilmelidir ki; hiç kimse veya hiçbir kuruluş, kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez. Hukuk düzenine yönelik her türlü müdahale girişimine karşı, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuk çerçevesinde en güçlü şekilde karşılık vereceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın.”

TÜSİAD sözcülerinden yansıyan siyasi sözlerin her cümlesinin ayrı bir sorgulaması yapılabilir. Ancak genel olarak görünen o ki, TÜSİAD siyasi açıdan alışkanlıklarından vazgeçmiyor. Esasen siyasi misyonunda hiçbir değişim yaşanmıyor.

Bugüne değin siz hiç bu derneğin sözcülerinden; “Türkiye’nin enerjiden, ekonomiye tam bağımsızlığı bizim önceliğimizdir. Bunun için gecemizi gündüzümüze katarak, üzerimize düşeni her zaman yapmaya hazırız. Ülkemizin yüksek teknoloji üretimi için her türlü çabayı göstermeye, her türlü fedakarlığı yapmaya seferberiz. Türkiye’yi küresel kuşatmalara karşı, yüksek teknolojili üretim gücümüzü yükselterek, koruyup kollamak boynumuzun borcudur. Emperyalist odakların, küresel sömürü ve terör baronlarının maşaları terör örgütlerine ve siyasi uzantılarına karşı ekonomik bağımsızlığımızı güçlü kılmak sarsılmaz ortak hedefimizdir. Biliyoruz ki, iç cephemizi tunç kılmak, mikro çıkarlarımızın makro çıkarlarla bütünleşmesiyle mümkündür ve yine biliyoruz ki, siyasi bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür. Bizler bunun için varız ve ülkemizin bağımsızlık davasının neferleriyiz. Bizler, yüksek teknolojide yerli ve milli üretimin öncüleri olmaya yeminliyiz. Savunma sanayiinde sürdürülen milli teknoloji hamlesini her alana yaymak bizim işimiz, bizim sorumluluğumuz. Bizler, Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, büyük çaba sarf etmiş; Nuri Killigil’lerin, Vecihi Hürkuş’ların,Şakir Zümre’lerin, Nuri Demirağ’ların yerli ve milli sanayi sevdasının yolundayız. Onların öcünü almaya yeminliyiz. Onların önünü kimlerin, nasıl kestiğinin bilincindeyiz. Ama bu defa asla başarmayacaklarına olan inancımız ve irademiz tamdır. İleri teknoloji üretimiyle ülkemizin bayrağını istiklal bilinciyle yeryüzünde temsil etmeye devam edeceğimizi aziz Türk milletine, tüm mazlum halklara ve tüm dünyaya duyurmak isteriz.”

Bu sözleri çok duymak isterdik TÜSİAD’dan. Ancak maalesef ne dün, ne bugün bu sözler hiç duyulmamıştır bu derneğin sözcülerinden. Şayet bu sözler bir defa bile, kısık sesle dahi duyulsaydı TÜSİAD’dan o TÜSİAD; sömürgeci küresel sermayenin, işgalci, bölücü emperyalizmin, soykırımcı Siyonizm’in hedefi olma onurunu, hasmı olma gururunu taşırdı.

O onur ve gurur bugün; milli teknoloji üretimi için canı pahasına yılmadan çalışan Türkiye sevdalılarına aittir. İyi ki onlar var…

Önerilen Haber

CHP’de olağanüstü durum

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Şişli ve Beylikdüzü Belediye başkanlarının aralarında olduğu …