Anasayfa / Gazete Röportajları / Türkiye’nin hasımlarıyla aynı rahatsızlığı duyanlar

Türkiye’nin hasımlarıyla aynı rahatsızlığı duyanlar

Türkiye’nin bağımsızlığını hedef alan küresel kuşatmaya karşı direne direne, çarpışa çarpışa verilen mücadele, bugün de sürüyor. Ne küresel şer çabaları ne de ona karşı mücadele azmi hiç eksilmedi. Sömürgeci emperyalizmin terör, “demokrasi” ve kur üçlüsünden oluşan üç silahının namluları her daim Türkiye’ye çevrilmeye devam etti. Sömürgeci emperyalizmin kur silahı ekonomik saldırılarla, sömürgeci emperyalizmin “demokrasi” maskeli silahı da siyasi ve toplumsal saldırılarla, sömürgeci emperyalizmin terör silahının saldırılarını daha etkili kılmaya çaba gösterdi.

Irak’tan, Suriye’den Türkiye’yi kuşatmanın şer hevesine kapıldılar. Türkiye’nin siyasi alanını bu çerçevede kullanmayı, iç cephede gedikler açmayı, toplumsal birliği zedelemeyi hedeflediler. İstediklerini alamadılar, arzuladıklarını başaramadılar, heveslediklerini sonuçlandıramadılar.

Suriye’den de aynı akıbetle karşı karşıya kaldılar. Kürtleri kullanarak, yaşadıkları ülkelere düşman kılarak sömürgeci, işgalci, bölücü şer sıfatlarıyla bölgenin stratejik değerine el koymaya kalktılar. Bu şer heveste çok iddialı, çok kararlı, çok inatçı tutum sergilediler. Suriye’de Esad’ı koruyup kollayarak, terör örgütlerini kontrol ederek, onlar eliyle alan işgalini gerçekleştirerek Türkiye’yi köşe sıkıştırmaya, Siyonist yayılmacılığa alan açmaya, Doğu Akdeniz’in nimetlerini halkların refahından uzak tutmaya, sömürge jeopolitiğini bölgeye dayatmaya çaba gösterdiler.

Suriye devrimiyle bu şer hevesleri kursaklarında kaldı ama asla pes etmediler, etmeyecekler. Devrimi çalabilmeye, yönünü değiştirmeye, özünü bozmaya, ruhunu zedelemeye, karakterini yozlaştırmaya çalışacaklar.

Özgürleşen Suriye’de güçlü ve kapsayıcı halk iktidarının oluşmasını, bütünlüklü Suriye’nin yerleşik hale gelmesini engellemek için ellerinden geleni yapmak isteyecekler. Suriye’de PKK terör örgütü çökmesin, Irak’ta silinmesin, Türkiye’de siyasi alanda var olsun diye uğraş verecekler.

Sömürgeci, işgalci, Siyonist, bölücü emperyalizmin, soykırımcı Siyonist çetelerin tüm bu şer heves ve hedeflerini hem askeri hem de siyasi olarak yok etmek Türkiye sevdasının, Türkiye’nin tam bağımsızlık kararlılığının sarsılmaz milliyetçi refleksinin esasıdır, her daim de esası olmaya devam etmelidir.

Bugünlerde emperyalizmin kirli şer hedefini boşa çıkarmak için askeri mücadelenin yanı sıra başlatılan siyasi mücadelenin de esası bu hassasiyettir. Bu ülkeye, bu topraklara sımsıkı bağlılığın, milliyetçi refleksin kaçınılmaz gereğidir. MHP lideri Dr. Devlet Bahçeli’nin tarihi çıkışıyla başlayan süreç; terörsüz Türkiye sürecidir ve bizatihi terör örgütünün siyasi alanı kullanmasını engellemeye yönelik siyasi mücadeledir.

Siyasi uzantısı üzerinden kayyım oyunu oynayarak PKK, emperyalizmin demokrasi maskeli silahının tetikçiliğini yapmaktadır. Her seçim döneminde siyasi uzantısı üzerinden seçim stratejisi uygulayarak, kiminle ittifak yapılacağına, siyasi uzantısında kimlerin aday olacağına, “kent uzlaşı” gibi siyasi projelere karar vererek, emperyalizmin demokrasi maskeli silahının namlusu olmaktadır.

6’lı masa sürecinde ve her seçim sürecinde iktidara muhalefet etmenin bir yolu olarak bu zeminden yararlanmaya çalışanlar, şimdi Cumhur İttifakı’nın verdiği siyasi mücadeleyi engelleme, karalama, zihin karıştırma çabasıyla Türkiye’nin tam bağımsızlık mücadelesine katkı değil, köstek olmaya çalışıyorlar. Bu yaptıkları da asla milliyetçi refleksle açıklanamaz.

Teröristbaşının terör örgütüne yapacağı silah bırakma ve lağvedilme çağrısı, yapmasa da, yapsa da, yapıp sonuç alınmasa da DEM’in artık siyasi zemini kullanması güçleşecektir. Seçim süreçlerinde DEM’le birlikte olanlar ve bir kez dahi olsa PKK anatomisinden kopma çağrısı yapmayanlar için bugün DEM’in PKK’dan kopma ihtimali mi rahatsızlık uyandırmaktadır? Seçimlerde taşıyıcı annelik yapamayarak, seçim kazanamama kaygısı mı belirmiştir?

PKK terör örgütü bitmesin, siyasi uzantısı çözülmesin diyenler ve bunu hararetle isteyenler Türkiye’nin hasımları, sömürgeci emperyalizm ve Siyonist çetelerdir. Bu onlardan beklenen rahatsızlıktır, kaygıdır da, içimizdeki bazı muhalefet partilerinin rahatsızlığı, kaygısı nedendir?

Şurası da çok açıktır ki; Türkiye’nin hasımlarıyla, sömürgeci emperyalizmle, Siyonist çetelerle aynı rahatsızlığı, aynı kaygıyı taşımakta Türkiye için rahatsızlıktır, kaygıdır.

Önerilen Haber

CHP’de olağanüstü durum

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Şişli ve Beylikdüzü Belediye başkanlarının aralarında olduğu …