Anasayfa / Köşe Yazıları / Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesiyle zıtlaşanlar

Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesiyle zıtlaşanlar

Kur üzerinden dalgalanan ekonomik iklim, tersine dönmeye başlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duyurduğu Türk Lirası (TL) mevduatının çekici kılınmasına dayalı yeni seçeneğin sonuçları hızla alınmaya başlandı.

Türkiye’nin makro ekonomik gerçekleriyle bağdaşmayan dövizdeki aşırı yükselmeye bağlı köpük ortadan kalktı. Şimdi normal seviyelere inmesi bekleniyor. Hızlı düşüş bu durumu ortaya koyuyor. Buna ilişkin eğilim güçlenmiş durumda. Israrla vurgulanan güven iklimi, her türlü çarpıtmaya, manipülatif ataklara, spekülatif hamlelere rağmen yerleşik kılınmaya çalışılıyor.

Döviz üzerinden oluşan köpüğün dağılması, piyasa araçlarıyla ekonomide kötümserliği yayanların atmosferini de dağıtmaya başladı. Türkiye’nin geleceğinin önüne sis perdesi çekmeye çalışanların çabaları etkisizleşmeye başlıyor.

İyi niyetli yaklaşımlar bir yana bu süreçte kimlerin nasıl pozisyon aldığı tüm çıplağıyla ortaya çıkmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan ve böylece güvensizlik iklimi yaymaya çalışanların karanlık hesaplarının her fırsatta devreye girmeye çalıştığını bir kez daha görmüş olduk. “Cumhurbaşkanı Erdoğan giderse dolar düşer” kirliliğini yayarak, güvensizlik oluşturmaya çalışanların oyunu bir kez daha bozuldu. Onlar da buna çok bozuldular. Bir kez daha şer beklentileri arzuladıkları gibi seyretmedi.

Ancak yine de boş duracaklarını sanmayın. Yine puslu ortamların üreticisi olmaya devam edecekler. Türkiye’nin yüksek teknoloji üretimiyle, dışa bağımlılığından kurtulma kararlılığına darbe vurma çabasına devam edecekler. Kim mi bunlar? Suriye’de kirli oyunları bozulanlar, Doğu Akdeniz’de, Libya’da şer hesapları tutmayanlar, terör örgütleri eliyle Türkiye’yi hedef alanlar, Türkiye’nin savunma sanayiinde kendine yeter ülke hedefinde aldığı mesafeden rahatsız olanlar.

Esasen her şeyi gerçek adıyla anmak gerekir. O da emperyalizmdir ve içimizdeki işbirlikçileridir. Onlar ki; her şeyden medet ummaya, her alanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı zayıf düşürmeye çalışanlardır. 15 Temmuz çirkinliğine yeltenenlerdir.

Emperyalizmin adını anmayanlar, aksine onu maskelemeye çalışanlar, Türkiye’yi hedef alan küresel saldırılar hiç olmamış gibi davranmaya çalışanların iyi niyetinden söz edilemez. Aksine bu tür yaklaşımların özel anlamları ve öznelerinin de üstlendikleri özel rolleri vardır.

Bu durum esasen, gri propagandanın siyasi zeminde pozisyon almasıdır. Hakikate karşı yapılan kirli savaştır. Yalan silahıyla, karalamayla, olmayanı varmış gibi, var olanı yokmuş gibi göstererek, zihinsel bulanıklığa yol açmanın şer beklentisidir.

En son süreçte bir kez daha görülmüştür ki; alınan etkili kararlarla kurun düşmesinden rahatsızlık duyanların, bu ülkeye verebileceği hiçbir şey yoktur. Bu anlamda Türkiye’de siyasi partilerin sınavı büyüktür.

ABD’nin haksız, hukuksuz Türkiye yaklaşımına karşı çıkmayan siyasi partilerin bu sınavı geçmeleri mümkün değildir. Bu sınav hakikat sınavıdır. Bu çerçevede onlardan beklenen, Türkiye’nin haklılığını ortaya koyarak, ABD’ye şunları söylemeleridir; “Bugüne kadar Türkiye’ ye karşı attığınız düşmanca adımlar kabul edilemez. Bundan vazgeçmelisiniz, müttefikseniz müttefik gibi davranmalısınız. FETÖ, PKK/PYD-YPG terör örgütlerini sahaya sürmekten vazgeçmelisiniz. Bu konuda yaptığınız açıktan Türkiye düşmanlığıdır ve buna boyun eğmemiz mümkün değildir. Türkiye Mavi Vatan kararlılığı haklılığından kaynaklanmaktadır ve siz de bu kararlılığı zedelemek yerine saygı duymalısınız ve hatta destek olmalısınız. Türkiye’nin savunma sanayinde milli teknoloji hamlesinden rahatsızlık duymamalısınız ve bu yüzden Türkiye’yi hasım ülke statüsünde yaptırım uygulamaktan vazgeçmelisiniz.”

Bu sözler; Türkiye’nin her siyasi partisinin dilinden düşmemeli ve bu sözlerin mücadelesini kararlılıkla vermelidir.

Örneğin ABD’nin Ankara büyükelçisiyle bir araya gelen muhalif siyasiler ne konuşuyorlar acaba? Yukarıdaki sözleri söylüyorlar mı? Bu konuları dile getiriyorlar mı? ABD’nin müttefik gibi davranmasını istiyorlar mı? Terör örgütlerini desteklemekten vazgeçmesi konusunda ABD’yi kararlılıkla uyarıyorlar mı? Ne konuştuklarını bilsek iyi olmaz mı? Bu soruların cevapları ne olur bilmiyoruz ama cevap bekliyoruz.

Bu arada kur üzerinden şer beklentisine kapılanların son durumunu görünce bir kez daha netleşmiştir ki; Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesiyle zıtlaşanlar kaybetmeye mahkumdur.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …