Anasayfa / Köşe Yazıları / Türkiye kazanacak

Türkiye kazanacak

31 Mart günü geldi çattı. Yarın karar günündeyiz. Bir ülkenin aydınlık geleceğinin rotası; attığı her adımda gerçeklerle buluşmasıyla, ülke ve millet çıkarlarını bütünleştirerek, devletini bu bütünleşmenin hizmetine sunabilmesiyle belirlenir.

Her seçimin sonucu çok kıymetlidir. İster yerel olsun, ister genel her seçim ürettiği siyasi sonuçlarla yeni bir iklimi tarif eder, geleceğe dair öngörülerimizi daha anlaşılır kılar.

Seçim sürecinde en çok tartışılan ve polemik üreten konular beka mücadelesi üzerinden yaşandı. Millet ittifakının bileşeni olan partilerin ısrarla bu mücadelenin varlığını yok sayma çabası, ittifakın taşıdığı HDP yüküyle ilişkiliydi. Bilhassa CHP’nin HDP ile “beraber ne güzel salladık” sözleriyle simgeleşen geriye dönük birçok seçim döneminde ortaklaşa aynı siyasi iklimi benimsemeleri ki, bu iklim; HDP mutlaka barajı aşsın ki, AK Parti bu durumdan zarar görsün esasına dayanıyordu.

Bu iklim; HDP-PKK ilişkisini göz ardı eden, sorgulamayan, HDP yöneticilerinin terör örgütü PKK’ya yönelik sözlerini önemsemeyen bir atmosferin ürünüdür ve seçim sonrası bunun yükü CHP ve İP ve hatta Saadet Partisi’ne yansıyacaktır. Zira seçim süreci boyunca HDP yöneticileri yaptıkları açıklamalarla seçim sonrası için beklentilerini açığa vurmuşlardır. HDP Eş Başkanı Pervin Buldan; “ öyle bir seçim yaşayacağız ki, AKP ve küçük ortağı MHP’nin bu ülkeyi yönetemeyeceğinin belgesi olacak” demiştir. Bu sözlerin derdi, şehirlerin hangi hizmetle buluşacağına dair değildir. Açık olarak bir beklenti ortaya konmaktadır ve beklenti yerelin ötesindedir. “Yönetemeyecek” duruma düşmek nedir? Neyin beklentisidir bu? Bu beklentiye dahil olanlar sadece ülke içindekiler midir? “Yönetemeyecek” duruma düşmek, istikrarsızlaştırma çabası, iç gerilim, kaos beklentisi midir? Bu soruları sormayanlar cevaplarını vermek zorundadır.

Bu soruları sormayanlar; HDP Eş Başkanı Sezai Temelli’nin bir TV yayında; “ortak liste çalışması vardır. Hangi parti önde ise yereller ortaklaşmıştır “sözlerine “asla böyle bir şey yoktur”demeyenlerdir. Bu durum, CHP-İP ve Saadet Partisi’ni aynı siyasi iklimin içine çekmiştir. Seçim süreci boyunca HDP sözcülerinin “Kürdistan’da kazanacağız, Batı’da AKP ve MHP’ye kaybettireceğiz “ sözlerine hiçbir tepki vermeyen Millet ittifakının bileşenleri, seçim sonrasının siyasi sorumluluğunu ve bunun muhtemel yükünü çekmeye razı olmuşlardır.

Unutmamak gerekir ki, insanları yorgun kılan hayat değil, taşıdığı maskelerdir. Shakespeare’in bu sözünü bize hatırlatanlar, taşıdıkları maskelerle, eninde sonunda sahiciliğin değeriyle karşı karşıya kalacaklardır.

Türkiye bu maskeli baloya mutlaka bir gün bütünüyle son verecektir. Teröre destek olanların maskeleri düşecek, bu amansız mücadeleyi verenler demokrasinin, hukukun gereklerini yerine getirmeye devam ederek, terörün kökünü kazıyacak ve istiklal yürüyüşünü sürdürecektir.

Böylece; seçim sonrası kaosu, karmaşayı, çatışmayı heves edenlere gereken cevap verilecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığı üzerinden Türkiye’nin geleceğine ipotek koymak isteyen küresel şer odaklarının kirli ve karanlık planları asla tutmayacaktır.

Dün olduğu gibi bugün de yarın da kazanan Türkiye olacaktır.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …