Anasayfa / Gazete Röportajları / Suriye’nin kalıcı özgürlüğü için mücadele bitmedi

Suriye’nin kalıcı özgürlüğü için mücadele bitmedi

Eli kanlı baskıcı rejimin çökmesiyle, diktatörlüğün yıkılmasıyla Suriye’nin kalıcı özgürlüğüne kavuşması yönünde yol açılmış oldu. Sırada Suriye’nin toprak bütünlüğünün eksik parçalarının tamamlanması var.

Fırat Nehri’nin doğusunda haritaların sarı renkle gösterdikleri PKK/YPG-PYD terör yapısının işgalindeki bölgenin, sarı renginin kısa sürede yeşillenmesi gerekiyor. Bir diğeri de Şam’ın güneyindeki Golan Tepeleri ve çevresindeki soykırımcı, Siyonist İsrail çetesinin işgalindeki bölgenin de mutlaka özgürlüğe kavuşması gerekiyor. Böylece özgür Suriye haritası tamamlanmış, toprak bütünlüğü sağlanmış ve onunla eşzamanlı siyasi birliğinin kurulması için kararlı bir süreç başlamış olacaktır.

Bu noktada mutlaka hatırlanması gereken, Irak’ta yaşananlardır. Irak’ı işgal eden ABD ve İngiltere’nin adeta arı kovanına çomak sokması gibi geride bıraktığı darmadağınık tablodur. Hiçbir zaman siyasi istikrara kavuşamamış, güvenli bir atmosfere tam anlamıyla erişememiştir. Etnik ve mezhepsel farklılıklarına göre devlet teşkilatlanması bu tablonun yaşanmasının bir başka faktörüdür. Tüm bunlardan dersler çıkarılmalıdır. Suriye vatandaşlığı kimliği temelinde tüm unsurların bütünlük içinde yer alması esas olmalıdır. Kabul edilmelidir ki; kirli ajandalarıyla, şer heves ve planlarıyla Suriye’nin özgürleşmesini engelleyen, Suriye’yi terör tarlası haline getiren, parçalanması için çaba sarf eden aktörler bugün o şer heveslerinden tamamen terk ettikleri söylenemez.

İsrail’in Suriye’nin askeri ve savunma altyapısına ve istihbarat gibi stratejik binalara yaptığı saldırıları da bunun açık bir göstergesidir. Ayrıca İsrail’in alelacele yaptığı bu saldırılar, güçlü bir Suriye’nin oluşmasını engellemenin yanı sıra Esad’ın korunup, kollanması adına Esad ile iş tutmaları gerçeğinin örtülmesi çabasıdır.

Suriye’nin istikrar ve barış içinde refaha kavuşarak, özgürlüğünü korunup, kollanmasında sadece Türkiye sahicidir, samimidir ve ülkenin tüm mazlum halklarının tek hamisidir. Suriye’nin güvenliği, Türkiye’nin güvenliğidir. Suriye’nin huzuru, refahı, Türkiye’nin huzuru, refahıdır. Bu durumu en iyi yıllarca zulüm altında yaşamış ve 13 yıldır yaşamları ellerinden alınmış Suriye halkı bilmektedir. O yüzdendir ki, bugün Suriye’nin her yerinde, Türk bayrakları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın posterleri ellerde gezmektedir.

MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Şam’da Emevi Camii’nde namaz kılması ve bindiği aracın direksiyonun da Golani’nin olması da hem simgesel, hem de içerek açısından derin anlamlar taşımaktadır. Türkiye MİT mesajıyla; Suriye’nin özgürlüğü için mücadele eden tüm tarafların içeriğinde olduğunu göstermiştir.

Umut ediyor ve diliyoruz ki; Birinci Dünya Savaşı sonrasında sömürgeci emperyalist güçlerin bölgeye bıraktıkları tüm kirli, kanlı, şer miras bölgenin her yerinden temizlenir.

Bu noktada dileyelim ki; Gazze ve Filistin topraklarına musallat olan gayri meşru İsrail’de hak ettiğiyle karşı karşıya kalır ve insanlık adına insanlık tarihine kıymetli bir not düşülür.

Ve tarih demişken bu noktada hatırlatalım; Şam, Kudüs’ün kapısıdır.

Önerilen Haber

Suriye’yi şer çıkarlarına kurban edenler

2011 yılından bugüne Suriye, geleceği her geçen süre içinde çıkmaza girmesiyle bölgenin en önemli kriz …