Türkiye’nin teröre karşı mücadelesi sürüyor. Türkiye esasen yeryüzünde eşi benzeri olmayan bir mücadelenin içindedir. Terör örgütlerini besleyen, büyüten, soldukça sulayan, silahını, insanını, parasını veren, aklını, stratejini oluşturan, sahaya sürüp hedefe Türkiye’yi koyanlar, Türkiye’nin sözde müttefikleridir. Bu acı gerçek yıllardır ortadadır. Bu yüzden de Türkiye terör örgütleriyle mücadele ediyor ama asıl olarak arkalarındaki sömürgeci, işgalci, Siyonist, bölücü emperyalizmle savaşıyor. Nedir Türkiye’den istedikleri? Emperyalizmin Türkiye ile derdi nedir?
Türkiye’nin varlığı, birliği, bütünlüğü ve dayalı gücü, emperyalizmin sömürge düzenine tehdittir. Türkiye’nin tam bağımsızlık davası, inancı, direnci, kararlılığı, sömürgeci, işgalci emperyalizmin anti tezidir, panzehridir.
Yeryüzünün mazlumlarının umudu, direnme gücüdür. O yüzdendir ki, Afrika’yı sömürerek güç devşiren Fransa’nın, Afrika’daki Türkiye etkisinden rahatsızlık içindedir. Bilmektedirler ki, Türkiye sömürgeci değildir ve o yüzden de mazlumların ilgi odağıdır ve kendilerinin sömürü alanlarının daraltılmasında etkilidir.
Terör örgütlerini Türkiye’ye saldırtmalarının temelinde bu vardır. Boyun eğmeyen, sömürmeye ve sömürülmeye canı pahasına karşı koyan, tarihsel birikiminde mazlumlara kucak açan Türkiye’nin teröre karşı mücadelesi esasen insanlık onurunun mücadelesidir. Bir terör örgütünü besleyen, büyüten, yöneten bir ülkenin yaptığı şer, insanlığa karşı suçtur.
O yüzdendir ki, yeryüzünde terörün gerçek tarifini yapabilecek tek ülke Türkiye’dir. Terör nedir, terör örgütleri nasıl ortaya çıkarılarak, gelişimi, büyümesi sağlanmıştır ve bunlar kimler eliyle yapılmıştır en iyi Türkiye bilmektedir. Zira yıllardır Türkiye bunun mücadelesini, savaşını vermektedir. Daha doğrusu bin yıllık tarihi duyarlılığın, sorumluluğun mücadelesini ortaya koymaktadır.
Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışan sömürgeci, işgalci, Siyonist, bölücü emperyalizmin şer amacı; Suriye’nin güneyinden David koridoru dedikleri şer hattını açmak, Irak’ın bütünlüğünü zedelemek, Türkiye ile yapılacak kalkınma yolu projesini tehdit etmek, PKK terör örgütü eliyle yeni bir terör karakolu kurdurmak, ufaltılmış Suriye ile Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit etmeye devam etmektir. Türkiye bu şer planın farkındadır ve kararlılıkla mücadele etmektedir. Bu noktada Suriye’de terör örgütlerinin alan hakimiyeti kurmasına karşı verilecek mücadelenin Esad rejimi tarafından da desteklenebilmesi kıymetlidir. Fiili olarak en değerli toprakları ABD yönetiminde PKK terör örgütünün işgali altındadır. Bundan öncelikle Esad yönetiminin rahatsız duyması gerekir. Gücü yetmiyorsa, Rusya da destek olmuyorsa, Türkiye’nin verdiği mücadeleye destek olması gerekir. Defalarca söylendiği gibi Türkiye işgal için değil terörün, terör örgütlerinin kökünü kazımak için Suriye’dedir. Bu durum aynı zamanda Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması için de hayati değerdedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Esad’a yaptığı çağrılara cevap vermemesi durumunda, Suriye’nin mevcut durumundan hiç de rahatsız olmadığı anlamına gelir ki, bu durum bir ülkenin fiili çöküşünün resmileşmesidir.
En son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan yine aynı çağrıyı yaparak; “Hâlâ Esad ile görüşmeyi umuyorum. Çünkü Suriye ile Türkiye arasındaki terör yapılarını yok etmemiz gerekiyor. Suriye’de adil ve kalıcı bir barışın temeli var. Bunu sağlamak için atılacak adımlar net ve açıktır. Normalleşme için Suriye tarafına elimizi uzattık. Bu normalleşmenin Suriye topraklarında barış ve huzurun kapılarını açacağına inanıyoruz.”
Esad, Suriye’yi oldubittiye getirip parçalamaya çalışanlara karşı Türkiye’nin gücünün, kararlılığının yanında yer alırsa Suriye’nin bugününe ve geleceğine sahip çıkmış olur.
Karar ve tercih onundur.
Prof. Dr. İ. Yaşar Hacısalihoğlu Resmi Web Sitesi