Anasayfa / Köşe Yazıları / Köpüklü kur sürecinin sonuçları

Köpüklü kur sürecinin sonuçları

Kur artışına bağlı olarak dalgalanmanın yaşandığı sürecin sonunda belirginleşen bazı sonuçların altı çizilmelidir.

Her şeyden önce; en azından Türkiye’de bağımsız ekonomist diye bir şey yoktur. “Ekonomist” kimliğiyle pozisyon alanların çok büyük bölümü, bu süreçte siyasi içerikleriyle rol üstlenmişlerdir. Bunların önemli bir kısmı da gidişattan mutlu olarak, panik havası estirerek, kurda yükseliş köpüğünü daha da köpürtebilmek için çırpınmıştır. “Dolar 20-30 TL’yi bulacak, hatta artık kontrol edilemeyecek hale gelecek, ocak ayında büyük fırtına kopacak” yaygarasıyla halkın zihnini bilerek, isteyerek bulandırmışlardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı darbeyle, terörle, salgınla devirememenin son çırpınışını bu defa kur üzerinden başarabilmenin hevesine kapılmışlardır. Sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarıyla kurun hızla inişe geçmesinin kaygısına kapılmış, mutsuzlukları yüzlerine vurmuş, hızını alamayanlar içlerindeki kötülüğü dışarıya vurmuşlardır. Eski Merkez Bankası Başkanı, yeni siyasetçi; hemen o gece; “Bu bir alım fırsatıdır, dolar yeniden yükselecek” diyebilmiş ve kurun düşüşünü durdurmaya çalışmıştır.

İkinci sonuç; ekonomi siyasi bir alandır. Zira ekonomi; siyaset biçiminizi, tercihlerinizi, gelecek hedeflerinizi, sorun çözebilme kabiliyetinizi, yönetim yeteneklerinizi açığa çıkarmaya vesile olan siyasi bir alandır. Sadece kur artışının arkasına saklanarak, siyaset yapma biçiminin uzun ömürlü ve istikrarlı olamayacağı görülmüştür. Kurda yaşanan dalgalanmanın özellikle büyütülen köpük olduğu gerçeğini hiçe sayarak, kur artışından medet ummak, ekonomide siyaseten fikri fukaralıktır. Esas olan üretmektir. En kıymetli ürünleri üretmektir. Yüksek teknoloji ürünlerini yerli yeteneklerle üretmektir. Esas olan; ihracatın artması, cari açığın üretim birikimiyle kapanması, üretim genişlemesi ve derinleşmesiyle istihdamın artırılmasıdır. İktidar bunun mücadelesini verdiklerini ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomide bağımsızlık mücadelesinin altını her fırsatta çiziyor. Üretim diyor. Cari açık kapanacak diyor. Sıcak para değil, milli ekonomi diyor. Kuru köpürtenler de çılgına dönüyor.

Üçüncü sonuç; yeryüzünün her yerinde matematikteki iki kere iki dörttür ama ekonomide öyle değildir. Ekonomide yeryüzünün her yerinde, her zaman iki kere iki dört etmez. Zira ekonomi; sosyolojik yapının, tarihsel birikimin, coğrafi durumun, doğal kaynakların varlığının, hukuki altyapının, kurumsal niteliğin, nüfus potansiyelinin ve insan eseri olan daha birçok unsurun etkili olduğu bir sentez alanıdır. Şablon modellerle yol alınamaz. Size özgü çözümler, tercihler ve değerlendirmeler esastır.

Dördüncü sonuç; ekonomi alanı siyasi olduğu gibi stratejik ve güvenlik alanıdır. Devletlerarası güç mücadelesinde tüm güç unsurlarının etkilendiği ve etkilediği en geniş kapsamlı güç unsurudur. Güçlü olmanın değişmeyen ölçüsü; yaşanılan çağın ileri, stratejik teknolojisine sahip olma becerisidir. Ekonomide bağımlılığın da, bağımsızlığın da en önemli ölçüsü budur.

Beşinci sonuç; piyasa araçları, müşkülpesent, alıngan ve kırılgan ve bu özellikleriyle de istikrar bozucu niteliktedir. Bunun için makro ekonomik araçlarınızı çeşitlendirmeniz, güçlü kılmanız, kurumsal yapınızı sağlamlaştırmanız esastır.

Tüm bu sonuçlar ve aynı zeminde daha da artırılabilecek neticeler üzerinden görünen odur ki, Türkiye’nin yolu doğru yoldur. Ekonomideki tarih tezi vazgeçilmezidir. Hedefi isabetlidir.

Buna rağmen kurun köpüğüyle iktidar değişikliğine meyledenlerin ekonomi ajandalarında ne vardır? ABD Başkanı Biden’ın muhalefetten beklentilerine karşı son kararları nedir? ABD Ankara Büyükelçisi’yle muhalefet partisinin liderinin birden çok görüşmesi normal midir ve nedendir? Neler konuştuklarını bilmek hakkımız değil midir?

Ne yapalım? Üretmeyelim mi? Yüksek teknoloji ürünlerin sayısını artırmayalım mı? Sadece sıcak paranın aldatıcı baharına teslim mi olalım? Bize biçilen rolü değil de, bizim belirlediğimiz rolü oynamayalım mı? Ekonomide bağımsızlık siyasi bağımsızlığın temel koşuludur ısrarından vaz mı geçelim?

Cumhuriyetin ilk yıllarında milli sanayi hamlesinin öncüleri; Nuri Killigil’in, Vecihi Hürkuş’un, Nuri Demirağ’ın önünün kesilmesinin intikamını almayalım mı?

Ne istiyorsunuz? Bilmek istiyoruz… Açık konuşun… Bir daha yabancı paraların arkasına saklanmayın…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …