Anasayfa / Köşe Yazıları / Kayyım konusuna yönelik kirli oyun

Kayyım konusuna yönelik kirli oyun

Emperyalizmin maşası PKK terör örgütünün kayyım konusuna yönelik stratejisi sürüyor. Bu strateji; demokrasinin imkanlarından yararlanarak, siyasi alanda etkin olmak, bu yolla da iç cepheyi zedelemek, iç karışıklık çıkartabilmektir.

Bu kirli strateji şöyle işlemektedir; önce örgüte yakın olan mümkünse hakkında yürütülen bir soruşturması veya sürmekte olan bir davası bulunan isimler aday yapılacak, yanlarına da örgütle dolaysız bağ kurmaya yardımcı olacak Türkiye siyasetinde, ilgili mevzuatında yeri olmayan örgüt tarafından peydanlanan “eşbaşkan” sıfatıyla isimler yerleştirilecek. Seçim sonucunda örgütün o belediyede istediği gibi at oynatmasına göz yummayacağı bilinen devletin o belediye başkanını geçici görevden uzaklaştırma kararı vermesi ve yerine kayyım atayarak örgütün belediyeyle bağını kesmeye çalışması hesap edilerek, tam da bu olduğunda derhal “demokrasi” maskeleri takılacak, kararın üzerinde “demokrasi” tepinmeleri başlayacak ve böylece Türkiye demokrasi dışı bir ülke olarak gösterilmeye devam edilecek.

Bu mekanizma üzeri örtülemeyecek kirli bir oyundur. Terör örgütü çok iyi bilmektedir ki, kesinleşmemiş mahkumiyet kararı olmadan hiç kimsenin adaylık süreci engellenemiyor. Bu durumdan yararlanarak, kayyım konusuna yönelik kirli stratejisini her yerel seçim için sahaya sürmektedir. Bu kirli plan; halk ile devleti karşı karşıya getirmek, iç karışıklık çıkartabilmek, mümkünse de çukur terörüne benzer bir şer hedefi başarabilmektir.

Asla unutulmaması gereken bir gerçek de şudur ki; hangi seçim olursa olsun örgütün siyasi kolu HDP/DEM’in aday listelerinin terör örgütünün elebaşlarının belirleyiciliğinden ve onayından geçmeden gerçekleşmeyeceğidir. Bu da söz konusu kirli stratejinin sürdürülebilmesi açısından terör örgütü için olmazsa olmazıdır.

Kayyım konusunda “demokrasi” maskeli balonun etki gücüne yönelik DEM’le yetinmeyerek, DEM ile dirsek teması son yıllarda hiç eksilmeyen CHP ile de sürdürülmesi örgüt için çok daha önemli yer tutmaktadır. CHP yönetiminin ve kayyım konusunda onun gibi tavır alan diğer muhalefet partilerinin dilinde kayyım konusunun her şeyden yalıtarak, “demokrasi” söylemiyle yer bulması, örgüt için tam da bu oyunun etki gücünü artırmaya yönelik beklentidir. En son olarak DEM’li Tunceli Belediye Başkanının tutuklanması sonrası kayyım atanmasına yönelik halkı sokağa çağırarak, iç çatışma çıkarmaya çalışan Tunceli Belediyesi “eş başkanı”; “Bunlar işgalci. Bunlar Dersim’i nasıl 1938’de işgal ettilerse bugün yine belediyemizi işgal ediyorlar. Bunları izlemeyin. Gelin göğüs verin mücadelemize. Birlikte savaşalım” sözleri çarpıcıdır. Bu çağrı, aslında CHP’ ye de yapılmaktadır. Bu kışkırtıcı sözler üzerinden bu kirli oyunu sorgulamak yerine CHP Genel Başkanı da; “Seçilmiş belediye başkanlarına yönelik tüm saldırılara karşı olduğu gibi bu hukuksuzluğa da direneceğiz” demiştir. Gazi Meclis’te İçişleri Bakanının önüne CHP’liler tarafından adeta barikat kurularak, karışıklık çıkartılması, PKK/DEM’in beklentilerine hizmet etmiştir ve en çok PKK/DEM’i mutlu kılmıştır.

Oysa başta CHP olmak üzere bu konuda “demokrasi” sorgulaması yapanlardan beklenilen; öncelikle terör örgütünün siyasi koluna yönelik olarak, neden özellikle bu isimlerin aday yapıldığının sorulmasıdır, sorgulanmasıdır. Kuşkusuz hepsinden çok daha önemlisi de terör örgütünün siyasi kolu eliyle demokrasimizi zedeleyerek siyasi alanı kirletmesinin önünün kesilmesi için yoğun çaba sarf edilmesidir. MHP Lideri Dr. Devlet Bahçeli’nin çağrısının, uyarısının kıymetlendirilerek, başta CHP olmak üzere tüm siyasi partilerin aynı uyarıyı, ayrı çağrıyı, aynı sorgulamayı yapmasıdır.

Böylece bölücü terör örgütünün demokrasimizi, siyasetimizi zedelemesinin, kirletmesinin önüne geçilmesine katkı sağlanacaktır. İşte tam da o zaman gerçek, sahici demokratik tavır herkes tarafından ortaya konmuş olacaktır.

Bunu başta CHP olmak üzere tüm siyasi partilerden beklemeyelim mi? İstemeyelim mi? Bu tavrı ortaya koymaları çok mu zor?

Önerilen Haber

“Demokrasi” maskeleri yine takıldı

Türkiye’nin siyasi zemini tehdit altında. Emperyalizmin üç silahından biri olan, sözde “demokrasi” silahı siyasi atmosferi …