Anasayfa / Köşe Yazıları / İstanbul’un Bekası İçin Doğru Seçim

İstanbul’un Bekası İçin Doğru Seçim

30 Mart 2019 da gerçekleştirilecek olan yerel seçimlere bir yıl kala seçim atmosferinin etkileri hızlanmaya başladı.

3 Kasım 2019 cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri öncesi ilk sınav yerel seçimler. Yeni sistemin doğası gereği seçim öncesi ittifakları öne çıkaran siyasi sürecin, yerel seçimlere nasıl yansıyacağı merak konusu. Özellikle cumhur ittifakının yerel seçimlerde nasıl bir tutum sergileyeceği üzerine çeşitli yaklaşımlar dile getiriliyor. Bu konuda kurumsal ittifaka dayalı bir akitleşme yerine en azından zımni, daha çok halkın eğilimleriyle belirlenecek bir yakınlaşmanın, aday profiline, yerel özelliklere ve partilerin oy gücüne göre birbirlerini destekleme pratiğinin yaşanabileceğini söyleyebiliriz. Hiç şüphesiz bu durum zaman içinde tüm siyasi partilerin alacağı pozisyona göre belirlenecektir.

Yerel seçim sürecinin en can alıcı kısmı özellikle İstanbul ve bunun yanı sıra Ankara büyükşehir belediyesi olmak üzere tüm ilçe belediye başkanlıkları seçimi olacaktır. Özellikle İstanbul’un herkesçe bilindiği gibi Türk siyasi hayatında etki gücü ve siyasi barometreye yön verme yeteneği son derece yüksektir. Geriye dönük tüm seçimler bu durumu hep kanıtlamıştır. Bundan dolayıdır ki, siyasetin hemen her kademesinde bulunmuş ve halkın nabzını tutabilme kabiliyeti en yüksek durumda olan Cumhurbaşkanı Erdoğan için İstanbul’un konumu, seçimi, hazırlığı ayrıcalıklıdır. İstanbul esasen; ülkenin siyasi nabzını belirleyebilen, yaşanan tüm siyasi gelişmelerin iyi veya kötü tüm tortularına bağlı olarak sonuç üretebilen özelliğiyle özel bir yere sahiptir.

Bundan dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan bu defa belki de her zamankinden çok daha fazla ince eleyip sık dokuyarak bir tercihte bulunacaktır. Bunun için öncelikle yenilenen tüm parti teşkilatlarının istişare sürecine katılımlarıyla eğilimler saptanacak, bu noktada tüm İstanbulluların beklentileri irdelenecek, bununla birlikte Türkiye’nin bütünlüklü siyasi nabzının İstanbul izdüşümü teşhis edilecek ve özellikle bilinirliliği ve donanımı yüksek bir isim üzerinde karar kılınacaktır.

Bu noktada İstanbul için planlanan ve uluslararası düzeyde siyasi, ekonomik ve stratejik etkileri olabilecek kanal İstanbul gibi büyük projelerin başarılı bir şekilde hayata geçmesi ve yönetilmesi, bir devrim niteliğinde büyük bir iyileşmeye imkan tanıyacak olan kentsel dönüşüm stratejisinin İstanbul için çok iyi yönetilmesi, kültür, tarih ve coğrafi birikimine dayalı dünyadaki eşsiz yeriyle İstanbul’un çok fonksiyonlu yapısının stratejik planlama anlayışıyla yeniden ele alınması gibi hususları çok iyi değerlendirebilecek, üst düzey yönetim stratejisine ve birikime sahip bir kimlikle İstanbul’un buluşturabilmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan için öncelikli ve ayrıcalıklıdır. Zira bir süre önce İstanbul konusunda “Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakterlerini kaybetmeden yeniyi bünyelerinde eritmesi, özlerinden katarak yeniden yoğurmasıdır. İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hâlâ da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum” diyerek, İstanbul’a olan tutkusunu en çarpıcı biçimde ve büyük bir içtenlikle, eşine az rastlanırcasına en samimi ve sahici vurgularla ifade etmişti.

Bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul’ a dair tüm rahatsızlıklarını giderecek ve özlem duyduğu estetikli, incelikli ve köklü medeniyetimizin değerleriyle bezenmiş bir mimari anlayışın yerleşik kalınacağı İstanbul için mutlaka büyük özen göstereceği bir aday öne çıkacaktır. Bu noktada Başbakan Yıldırım’ın adının anılıyor olması sebepsiz değildir.

Sonuç olarak İstanbul seçimi, hem İstanbul’un bekası için, hem de ülkenin bekası için büyük önem taşıyacaktır… Her zaman olduğu gibi…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …