Emperyalizmin tiyatrosunda saf tutanlar

Dün gece Suriye’de Barış Pınarı hareket sahasından 3 fidanın şehit haberi geldi. Yine yüreğimiz dağlandı. Yine içimizden bir parça koptu. Ama yine asıl ateş düştüğü yeri yaktı. 3 fidan; emperyalizmin kirli eli, maşası, kuklası PKK/PYD-YPG terör örgütünün, kalleş pususunun kurbanı oldular. Yedikleri peş peşe darbelerle sahadan silinmeye yüz tutan terör örgütünü emperyalizm ayakta tutmaya çalışıyor. 100 yıllık saplantılı projesini sürdürmek istiyor. 2.İsrail devletini, ikinci garnizon devletini bu örgüt ve onun siyasi uzantısı HDP eliyle kurmak istiyor. Bu yolla Türkiye’nin bölünmesi nihai hedefi, diri ve canlı tutulmak isteniyor.

Unutmayınız, unutturmayınız;

HDP Eş Başkanı Demirtaş, Suriye’de başlayan iç savaşla birlikte Suriye’nin kantonlarına atıf yaparak, bunun Türkiye’de de oluşmasına ilişkin arzusunu ortaya koyuyordu. Meselenin demokrasi değil, statü meselesi olduğunu söylüyordu. Aynı zat, HDP’nin terör örgütü elebaşı Öcalan’ın projesi olduğunu söylüyor, “daha başkan Apo’nun heykelini dikeceklerinin” tehdidini savuruyordu.

İçerde hendekler kazarak, çocukları bu hendeklere yığarak, arkada terör ağalarının kumandasında terörün kurbanları olarak, öldürülmelerinin üzerinden kara propagandayı tezgahlıyordu. HDP sözcüleri; “insanlar kendilerini korumak için hendekler kazdılar” diyerek, terörün ve terör örgütünün kuklaları, mikrofonları, resmi temsilcileri olduklarını aslında açıkça ortaya koyuyorlardı. Seçtikleri şehirleri, beldeleri yaşanmaz hale getirerek, Türkiye’nin huzurunu, güvenliğini bozarak, dış müdahalelere hazır hale getirmenin şer rüyasını kuruyorlardı.

Yine unutmayalım ki; FETÖ-PKK kardeşliğinin temelleri daha eskiye dayansa da hendek teröründe işlevselliği pekişmiştir. Dün geceki haber kanallarının son dakika haberi olarak alt yazıda geçen 3 ana kuzusunun, 3 yiğit Türk askerinin, 3 Mehmetçiğin şehit haberi duyulduğunda; HDP’yi meşru parti sayanlar, terör örgütünün organizmasının ürünü olduğunu hiçe sayanlar, Erdoğan düşmanlığıyla HDP’yi oylarıyla Meclis’e taşıyanlar, yerel seçimlerde aldıkları desteğin yükünü hep hissedenler, Demirtaş’ı melekleştirme tiyatrosunu sahneye koyanlar, sahneyi alkışlayanlar karşısına dizilenler, kendileri yerine eşleriyle kadın dayanışması üzerinden gerçekleri ıskalamayı, perdelemeyi yeğleyenler ne düşündüler, yüreklerinde ne hissettiler? Birazcık pişmanlık, aydın olmanın sorumluluğunun neyi gerektirdiği, emperyalizmin kirli savaşının terör uzantılarının PR çalışmasına alet olmanın az olsa iç dünyalarında sorgulamasına yeltendiler mi?

Onlar ne hissettiler, ne yaparlar bilmiyoruz. Ama terör örgütünün Kandil’de terör ağaları Onlara ne yaptıklarını ve ne yapacaklarını biliyor.

Yerel seçimlerde açıkça verdikleri destek nedeniyle şimdi hesap fazına girişerek, Kandil’deki ininden dışarıya çıkamayan terör örgütü elebaşları, pervasızca cümleler kuruyor. Terör örgütü elebaşı Duran Kalkan; Ekrem İmamoğlu’na sesleniyor ve diyor ki; ”seçimde verdiğimiz desteğe dikkat et, unutma, ters şeylere girme, girersen geri almasını biliriz” diyor.

Diyarbakır annelerini hiçe sayanlar, onların çığlıklarına kulak tıkayanlar, HDP’ye taşıyıcı annelik yapanlar, sırtlarına binen bu yükü bakalım daha ne kadar taşıyacaklar.