Türkiye’nin siyasi zemini tehdit altında. Emperyalizmin üç silahından biri olan, sözde “demokrasi” silahı siyasi atmosferi kirletmeye, demokrasiyi yıpratmaya devam ediyor. Emperyalizmin terör silahının kamuflajı, maskesi olarak kullanılan “demokrasi” silahı, demokratik haklardan yararlanarak, siyaseti kontrol etmeye, siyasi zemin üzerinden Türkiye’nin iç cephesinde gedikler açmaya çalışıyor.
PKK terör örgütünün sözde devlet yapılanması KCK kapsamında yerel yönetimlerde peydahladıkları “eş başkanlık” pozisyonu üzerinden terör örgütüne belediyelerden finansman, lojistik ve insan kaynakları desteğinin mekanizması “demokrasi” maskesiyle sürdürülmek isteniyor. Bu mekanizmanın işletilmesi hukuki zeminde engellenince de derhal “demokrasi” maskeli balo sahne alıyor, sözde demokrasi nutukları atılıyor, sahtelik gerçeğin önüne geçmeye çalışıyor.
Terör örgütünün “kayyım” stratejisi bu mekanizmayı sürdürmeyi, demokrasi maskesiyle, demokrasiyi yıpratmayı hedefliyor. Önce kayyım atanmasını sağlayacak isimler seçiliyor, devlet adım atınca da demokrasi oyunu başlatılıyor. Bu şer çaba; Türkiye’nin iç cephesinde kaos çıkarabilme hedefindedir.
Sırf oy uğruna, birkaç belediye başkanı daha çok almak için, birkaç milletvekili daha fazla çıkarabilmek için PKK terör örgütünün anatomisinden kopmayan siyasi koluna Türkiye’nin hayrına söz söyleyememek, tavır alamamak en önemli demokrasi sorunudur.
Bu acı durum, bir süre sonra PKK/PYD-YPG/HDP-DEM çizgisine gelmeye, aynı mikrofonda olmaya yol açar. Bu durum muhtaçlık halidir, teslimiyet halidir, emperyalizmin “demokrasi” silahının sahteliğine boyun eğme halidir.
Oysa yapılması gereken, bu sahteliği dağıtmak, terör örgütünün siyasi kolu olmaktan vazgeçmeyenlerin sahte demokrasi oyununun parçası olmaktan kurtulmak, seçmenin, siyasetin, demokrasinin hukukunu sonuna kadar yılmadan koruyup, kollamaktır.
Terör örgütünün siyasi kolu olmaktan vazgeçmeyenlere “taşıyıcı annelik” yapmamak, Diyarbakır annelerine sahip çıkmaktır. Emperyalizmin Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’nin bağımsızlığını tehdit edişine karşı iç cepheyi tunç kılmanın öznesi, neferi olmaktır.
Çanakkale’nin bağımsızlık inancıyla, direnciyle ruhuyla yoğrulmuş yiğit Kürtlerimizin ABD emperyalizminin maşası, Siyonist çetenin piyonu olamayacağının haykırışını her daim gür sesle ortaya koymaktır.
Gerçek demokrasiyi savunmak, Türkiye’nin bağımsızlığına kol kanat germektir.
 Prof. Dr. İ. Yaşar Hacısalihoğlu Resmi Web Sitesi
Prof. Dr. İ. Yaşar Hacısalihoğlu Resmi Web Sitesi