CHP’de genel başkanlık değişimine yol açan kurultay sonrası tartışmalar eksilmeden artarak sürüyor.
Eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin iç bünyesine yönelik refleksleriyle derinleşen tartışmalar, 2028 yılı cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik adaylık konusuyla boyut kazanıyor.
31 Mart yerel seçimle yakalanan başarıyı zayıflatan adımlar peş peşe atılıyor. Parti içi çekişmeler, partiye yakın medya unsurları başta olmak üzere diğer tüm çevrelerde yaşanan ayrışmalar kamuoyundan gizlenemiyor. Özellikle İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları arasında şimdiden boyutlanan adaylık yarışı parti içinde yeni saflaşmalara, ayrışmalara zemin hazırlıyor. Zaman zaman daha da artan huzursuzluklar olağanüstü kongre çağrılarına yol açıyor. Bunun için imzaların toplandığı iddiaları ortaya atılıyor. Eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu bu konularda konuşmaya devam ediyor. Kaybettiği kurultayda vurguladığı, “sırtımdaki hançerler” metaforunu diri tutmayı sürdürüyor. Görünen odur ki; 2028 cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin adayının belirlenmesinde etkili olmayı, başvurulan adres olmayı arzuluyor. Bu arzusu aslında karşılık da buluyor. Başta yeni genel başkan Özgür Özel olmak üzere iki Büyükşehir Belediye Başkanı da Kılıçdaroğlu adresini önemsemeye devam ediyor.
Tüm bu tartışmalar sürerken, CHP’nin açıkladığı cumhurbaşkanı aday belirleme yöntemi, yeni tartışmalara zemin hazırladı. Adayın; CHP üyeleri tarafından yapılacak ön seçim ya da daha doğru tabiriyle eğilim yoklamasıyla belirleneceğinin açıklanması, birçok açıdan parti çevrelerinde sorgulamaya yol açtı.
Her şeyden önce bu kararın açık olarak İstanbul Belediye Başkanı’na yarayacağı ve hatta onun adaylığının kesinleştirilmesi olarak değerlendirildi. Bu durumda Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı’nın bundan rahatsızlık duyacağı ve bunun için böyle bir eğilim yoklamasına katılmayabileceği de öne sürüldü. Zira Mansur Yavaş’ın hem adaylık açıklanmasının erken olduğunu savunarak, hem de aday belirleme yönetiminin anketlerin zemininde değerlendirilmesinin daha doğru olacağını ifade ettiği belirtildi. Şimdi gözler kendisinde ve nasıl bir tutum sergileyeceği merak konusu.
Bu arada CHP aday belirlerken sadece üyelerine sorması, seçimin 50+1 aritmetiğine erişilmesi için yeterli olmayacağı, ittifak arayışının kaçınılmaz olduğu, bu yüzden de şimdiden aday belirlemenin doğru olmayacağı da vurgulanıyor. Ayrıca üyeler üzerinden yapılacak belirlemenin üyelik pozisyonları, nicelik ve nitelikleri üzerinden tartışmalara, itirazlara yol açma ihtimali üzerinde de duruluyor.
Tüm bunların yanı sıra cumhurbaşkanı adayı belirlenmesinin şartlarını düzenleyen Anayasa’nın 101. Maddesi’ne göre yetki, CHP’nin TBMM’deki grubuna ait. Bu yetkisini yerine getirirken, üyelerin ortaya koyduğu sonuca mutlak uyacağı yönünde de şüpheler var. Zira Meclis grubunun önemli bir kısmının Kılıçdaoğlu ile birlikte hareket edeceği ifade ediliyor.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, geçtiğimiz yılın son aylarında sarf ettiği; “Son 50 anketin hepsinde birinci çıkıyorum. 1 hafta- 10 gündür bana acımasız bir saldırı var. Bu saldırı maalesef sağlı sollu yapılıyor’ sözleri bugün de güncelliğini koruyor. Sözünü ettiği “sağlı sollu” saldırıların bir yönü de CHP içine ve rakibine yönelik olduğu anlaşılıyor.
Tüm bu gelgitler içinde CHP’nin aday belirleme süreci, fikirlerinin, politikalarının önüne geçerek daha çok konuşulacağa benziyor.
Prof. Dr. İ. Yaşar Hacısalihoğlu Resmi Web Sitesi