CHP’de Adaylık Krizi Derinleşiyor

CHP’de işler iyice karışmış durumda. Aslında 2013 Kasım Kurultay’ından bugüne bir türlü parti içi sorunlar zaten tam olarak aşılamamıştı. Bu sorunlar çözülemediği gibi giderek derinleşti. Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Kurultay’dan bugüne partinin yeni yönetimine ilişkin zaman zaman da sertleşen eleştirileri hiç eksilmedi. Yeni Genel Başkan Özgür Özel’i benimsediği üslup yönünden eleştiren Kılıçdaroğlu, Kurultay’da sarf ettiği, “sırtımdan hançerlendim” vurgusuna dair pozisyonunu hep korudu. Partisine yönelik eleştirilerinde bu pozisyon daima öne çıktı. Son katıldığı KRT TV’de ki programda da, Kurultay’a dair Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın;”Türkiye’yi kurtaracak adam dedikleri Bay Kemal’i bir günde istenmeyen adam ilan ettiler. 14-28 Mayıs seçimlerindeki hezimetin bütün faturasını Bay Kemal’e çıkarıp şaibeli bir kongreyle gönderdiler” sözleri üzerine “Parti yönetimi yanıt vermeli yoksa sükut ikrardan gelir” dedi. Bu sözleriyle Kılıçdaroğlu bir anlamda “sırtından hançerlenme” vurgusunun açılımını yapmış oldu.

Bu arada bu konuda Ankara Başsavcılığı nezdinde bir soruşturmanın yürütüldüğü anlaşıldı ve şimdi de gözler bu soruşturmanın sonuçlarına yöneldi.

Kılıçdaroğlu aynı yayında Ekrem İmamoğlu’nun davalarına ilişkin de; “Davalar açılır. Benim hakkımda da açılan dünya kadar dava var. Büyük bir ihtimalle bu konuşmamdan dolayı da açılacak. Davalardan korkmam. Çünkü verilmeyecek hesabımız yoktur. Alnımız açıktır. Boğazımızdan aşağı haram lokma inmemiştir” diyerek, mevcut parti yönetiminden farklı bir tutum sergiledi. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı belirleme yöntemini de Mansur Yavaş gibi benimsemediğini ortaya koydu.

Mansur Yavaş’ta Partinin belirlediği ve adına” ön seçim” dedikleri, aslında hukuki bir zemin olmadığı işin eğilim yoklaması denilebilecek olan parti üyelerinin tercihini belirleyeceği seçime katılmayacağını ilan etti.

Özgür Özel , Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın yaptıkları üçlü toplantıdan çıkan sonuç da bu oldu. Yani Mansur Yavaş ikna edilemedi. Bunun üzerine gözler dün yapılan CHP parti meclisi toplantısına çevrildi. Bu satırlar yazılırken burada yansıyan ilk haber; parti üyelerinin eğilim tercihinde ısrarcı olunacağı ve bu konuda sürecin işleyişine yönelik yetkinin de MYK bırakıldığı yönündeydi.

Kısacası CHP’de cumhurbaşkanlığı aday tartışması krize dönüşerek devam ediyor. Bu durum parti içi ayrışmayı derinleştirebilir. Anayasa gereği cumhurbaşkanı adayı belirleme yetkisinde olan CHP TBMM grubunun kararı farklı çıkabilir. Üyeler üzerinden şaibe tartışması başka bir boyut kazanabilir. Kasım 2026 CHP olağan Kurultay’ında parti genel başkanı ve yönetimi değişebilir. O zaman dek başta “şaibe” soruşturmasının seyri ve gerçeğin ne olduğuna bağlı olarak olağanüstü kurultay sesleri artabilir. Tüm bunlar CHP’yi bekleyen muhtemel gelişmeler.

Öyle görünüyor ki, CHP kendinden söz ettirmeye ama sorunlarıyla, krizleriyle devam edecek.