Anasayfa / Gazete Röportajları / Çeyrek Asırdır Çekiciliğini Yitirmemenin Sırrı

Çeyrek Asırdır Çekiciliğini Yitirmemenin Sırrı

AK Parti 8. Olağan Kongresini gerçekleştirdi. Yoğun ilgi, heyecan ve çoşku içinde geçen kongre önemli değişimlere sahne oldu. Dile kolay çeyrek asra yakın bir süredir iktidarda olan bir partinin heyecan ve coşkusunu sürekli tazeleme başarısı dikkat çekicidir. Bunda hiç kuşkusuz güçlü liderliğin ülke dışına taşan etkisi belirleyicidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın küresel düzeyde liderlik pozisyonu, her geçen dönem daha da etkin bir konuma gelmiştir. Bu durum partisinin hala çok etkili adres olmasında, çekiciliğini hiç yitirmemesindeki en önemli faktördür. Nitekim bu durum Kongreye yansıdı ve muhalefet partilerinden bazı milletvekillerinin AK Parti’ye katılımlarına sahne oldu. Bu katılımların gerisinin de geleceği anlaşılıyor.

AK Parti her kongre sürecinde yeni bir değişime ve yenilenmeye açık bir parti. Bu kongrede de değişim ve yenilenme oldukça kapsamlı olarak gerçekleşti. Yeni MKYK’da 39 yeni isim yer aldı. Partinin A takımı kabul edilen MYK’da da önemli değişimler yaşandı. Partinin en aktif iki birimi olan Teşkilatlardan sorumlu başkanlığın ve parti genel sekreterliğin başına iki genç isim geldi.

Her ikisi de parti gençlik kolları başkanlığı yapmış isimler. Genç yaşlarına rağmen deneyimli siyasi birikimlere sahipler.

Kongre konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan bir çok konuya geniş bir çerçevede değindi. 23.5 yıllık hizmetlerden ve karşılaşılan güçlüklerden söz etti. İlk günün heyecanı, inancı ve kararlılığıyla yılmadan, usanmadan, yorulmadan yola devam edeceklerini ifade etti. Kadrolardaki değişimi nöbet değişimi olarak nitelendirdi.

Türkiye Yüzyılı vizyonunun her alandaki içeriğine değindi. Terörsüz Türkiye hedefine ilişkin kararlılık vurgusu yaptı.

Bu konuya genişce değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları ifade etti;

“Şu tespitin yapılması da çok ama çok önemlidir; Türkiye’nin ekonomide, dış politikada ve siyasette itici gücü, unutmayın, demokrasidir. ‘İç cephe’ olarak tarif ettiğimiz kardeşlik hattımızı tahkim edecek olan da yine 85 milyonun tamamını saran kuşatıcı bir demokrasidir. Bunun için önümüzdeki fırsatları değerlendirerek, en iyisini ümit edip en kötüsüne hazır olarak, ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimizi gerçekleştireceğiz. Hiç şüphesiz bundan en çok terör örgütünün ideolojik bahçesinde otlanıp, devletimize ve milletimize düşmanlık edenler rahatsız olacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar bunun önüne geçemeyecekler. Türkiye’yi, girdiği aydınlık yoldan geri çeviremeyecekler.

Terörle siyaset, terörle demokrasi aynı anda bir arada bulunamaz. Bunun için ‘Ya terör ya demokrasi’ diyoruz, ‘Ya silah ya sivil siyaset’ diyoruz. Şunun bir defa altını kalın çizgilerle tekrar çizmek mecburiyetindeyim; Türk’e de Kürt’e de Sünni’ye de Alevi’ye de hiçbir faydası olmayan dış kaynaklı fitne ürünü bir literatür yığınıyla boğuşmaya vaktimiz yok. Yeni bir dünya kurulurken, terör belası başta olmak üzere, Türkiye’nin safralarından kurtulması gerekiyor. Terörün, şiddetin, silahın karanlık gölgesinin ülkemizin ve bölgemizin üzerinden tamamen çekileceği günler inşallah çok yakındır. Türkler, Kürtler, Araplar olarak hep beraber kenetlenecek, tam 40 yıldır evlatlarımızın kanı üzerinde yükselen terör duvarını yıkıp atacağız. Terör sorunu ortadan kalktıktan sonra demokrasiden kalkınmaya, kardeşlikten bölgesel entegrasyona yeni bir dönemin kapıları Allah’ın izniyle açılacaktır.”

Bu duygu, düşünce, inanç ve kararlılıkta görülmektedir ki; Türkiye enerjiden, ekonomiye her alanda tam bağımsızlık davasında yılmadan, sarsılmadan mücadele yeminindedir.

Önerilen Haber

CHP’de olağanüstü durum

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Şişli ve Beylikdüzü Belediye başkanlarının aralarında olduğu …