Anasayfa / Köşe Yazıları / Belirsizliğe aday olmak

Belirsizliğe aday olmak

Millet ittifakının adaylık tartışması sürüyor. Kimin aday olacağı konusunda isimler üzerinden tahminler, değerlendirmeler her geçen gün artıyor.

Son günlerde bu tartışmaların odağı, cumhurbaşkanı adaylığının daha çok işlevine yönelmiş durumda. Millet ittifakının cumhurbaşkanı adayı, neye göre belirlenecek? Hangi ölçüler esas alınacak? Bu konuda İP Genel Başkanı Meral Akşener’in ortaya koyduğu sözler son günlerde çok tartışıldı. Akşener’in; “Ben cumhurbaşkanı adayı değilim. Ben başbakanlığa adayım. “Cumhurbaşkanı seçilebilecek, kazanabilecek bir aday olmalı ve cumhurbaşkanlığına devam edecek bir aday olmalı” sözleri üzerine çok çeşitli yorum ve değerlendirmeler yapıldı.

Bu sözler millet ittifakı için yeni bir duruma işaret ediyor. Her şeyden önce görülüyor ki, bir yandan seçimde başarılı olacak birinin aday yapılması isteniyor öte yandan o ismin kendisi olmayacağı vurgusu yapılıyor. Bu durum, seçimi kazanamayacağı anlamına gelen bir vurgu olarak yorumlanabilir. Öte yandan da bir genel başkan olarak aday olmamayı tercih ederken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sen de olma mesajı verilmiş oluyor şeklinde de bir yorum yapılabilir.

Tabii bu noktada seçilebilir, kazanabilir aday ölçüsü ne olacaktır? Bu ölçüye göre muhtemel adaylar kimlerdir? Bu noktada ilk akla gelenler kamuoyu araştırmalarında sıklıkla yer alan İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları geliyor. Her ikisi için Kılıçdaroğlu’nun tavrı net. Her ikisinin de Belediye Başkanlıklarında hizmet sürelerini tamamlamalarını istiyor. Ayrıca CHP Genel Başkanlık koltuğunu da Muharrem İnce örneğinde olduğu gibi yeniden riske atmak istemiyor.

Bu noktada yeniden gözler mevcut partilerin resmi üyesi olmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı isimlere yöneliyor. Bu bağlamda Abdullah Gül seçeneği yeniden irdeleneceği yorumları yapılıyor.

Bu arada bazı küresel çevrelerin beklentilerinin hesap edilmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devrilmesi için bugüne değin her yolu deneyenlerin 2023 seçimde de boş durmayacakları çok açık. Onların da; bağ kuracakları veya zaten bağlantılı oldukları tüm siyasi çevreleri devreye sokarak pozisyon alacakları da unutulmamalıdır.

Öte yandan PKK’nın siyasi kolu HDP’nin de millet ittifakına yönelik beklentisi de giderek çok daha açık hale geliyor. Bu bağlamda; içeriğini, ne anlatmak istediğini açıkça ortaya koymadan ifade ettiği Kürt sorunu çıkışıyla Kılıçdaroğlu’nun pozisyon alma çabası da giderek daha belirgin hale geliyor.

Akşener’in cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilip, ortada olamayan eski bir makama yani başbakanlığa adayım demesi de esasen belirsizliğe adayım der gibi. Anayasa değişikliğini gerektiren eskiye dönüşe dair oy istemek, cumhurbaşkanlığını geçici ve sembolik bir adayla belirlemek ve halka sorunların çözümüne dair ikna edici ve geleceğe dair net programlar ifade etmeden önce sistemi değiştireceğiz adeta sonra siz görün bizi dercesine pozisyon belirlemek halkı da ülkeyi de belirsizliğe sürüklemektir.

Bu noktada yapmaları gereken; ekonomik, politik, toplumsal açıdan neleri sorun görüyorlarsa onları bu sistemde neden çözemeyeceklerini, eski sistemde de neden çözebileceklerini açıkça ortaya koymaları gerekir. Bunu yaparken son derece net, anlaşılır, somut verilerle ve teknik analizle yapmaları gerekir.

Bunu yapmadıkları sürece; atın önüne arabayı koymak gibi, sorunlar, çözümler, gelecek iddiaları yeterince anlatılmadan sistemi değiştireceğiz, eskiye döneceğiz diyerek hepimizi belirsizliğe ve adeta maceraya sürüklemenin hiç kimseye faydası yoktur.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …