Anasayfa / Köşe Yazıları / ABD’nin başkanlık seçimi ve Türkiye

ABD’nin başkanlık seçimi ve Türkiye

Bugün ABD’nin seçim günü. İki aday arasındaki rekabet, küresel salgının gölgesinde geçti. ABD Başkanı Trump’ın lehine işleyen seçim süreci, salgın sürecinde tersine döndü. ABD’nin kamuoyu araştırmalarının çoğu, Demokratların Başkan adayı Joe Biden’ı önde gösterdi.

Son günlerde aradaki farkın kapandığına dair araştırmalara da tanık olundu. Buna göre Trump’ın tıpkı 2016 yılında olduğu gibi kamuoyu araştırmalarının tersine sonuç alması, tekrar başkanlığa seçilmesi çok uzak bir durum olarak görülmüyor.

Her şeyden önce belirtilmelidir ki; her zaman tartışmalara açık olan ABD seçim sistemi, bu defa daha katmerli olarak tartışmalara sebep olacaktır. Salgın sürecinde mektupla oy verme hakkını kullananların sayısının geçmişle kıyaslanamayacak düzeyde çok olması, itirazları da, geçersiz oy tartışmalarını da artıracaktır. Şimdiden bu tartışma iklimine girilmiştir.

Özellikle Trump’ın bu konuda itirazları giderek boyutlanacağa benzemektedir. Trump karşıtlarının iddiası; Trump’ın erken seçim zaferi ilan edip, ardından farklı sonuç çıkması durumunda itiraz ederek, yargı sürecine taşıyacağı yönünde. Bu durumu, sokaklara yansıyacak düzeyde ABD’nin kaosu olarak niteliyorlar.

ABD’de Trump’a karşı oluşturulan cephenin tek derdi, Trump’tan kurtulmak. Buna karşın; 78 yaşında bilhassa oğlu üzerinden şaibeleri olan Demokratların adayı Biden’ın, ABD halkının sağlık ve kamu hizmetlerine yönelik talepleri, istihdam meseleleri gibi sorunların üstesinden geleceğine dair geniş bir mutabakat yok. İleri yaşı, sağlık sorunları etkili bir başkanlık dönemi geçireceğine dair beklenti düşük. Bu noktada, kazansa da 4 yıl tamamlayamayacağı, tamamlasa da bunun bir dönemle sınırlı olduğuna da kesin gözüyle bakılıyor.

Şurası açık ki, ABD’nin içeride ve dışarıda aşması gereken önemli sorunları var. Bugün içinde bulunduğu faz, küresel gücündeki aşınmasının yaşandığı fazdır. Bu aşınmanın hızının ne olacağı, durdurulup, durdurulamayacağı ABD’nin izleyeceği strateji kadar, diğer küresel güç adaylarının güç toplama süreçlerinin niceliği ve niteliğiyle de şüphesiz doğrudan ilişkilidir. Biden aslında Soğuk Savaş döneminin son temsilcisi gibi, NATO, AB temelli Batı ittifakı içinde ABD’nin dünya jandarması rolünü etkin olarak sürdürmek isteyen çizgide. Bu çizginin temel açmazı, Soğuk Savaş döneminin bitmiş olması ve blok bağımlılığını güçlü kılan düşmanın dağılmış olması. Yani ortak düşman oluşturmada yaşanan büyük güçlük.

Her ülkenin çıkarları öncelikli hale geldiği, ittifaklar, blok karşıtlıkları yerine ittifakların içine girerek birbirini kontrol etme döneminin yaşandığı bir evrede Biden’ın işi zor. Biden’ın bu çizgisi, ABD içi sorunların çözümüne yeterince odaklanamayacağı anlamına da geliyor.

Trump ise; müttefiklik sıfatıyla birçok kurumu ve ülkeleri ABD’nin fonlamasından rahatsız ve her şeyi kâr-zarar zaviyesinden değerlendirerek, seçildiği dönemde olduğu gibi içerideki sorunlara odaklanmayı esas alıyor. Bu sorunların çözüm yolu ve yapısal anlayışı tartışılabilir ama bu konuda mesafe aldığı da bir gerçek. Trump’ın en büyük açmazı; ABD’nin ekonomik sorunlarına eşlik eden hatta birbirini tetikleyen, ırkçılığın, ayrımcılığın, göçmen karşıtlığının yol açtığı toplumsal bütünleşmedeki büyük sıkıntılara dair çözüm üretmeyen katı tutumu. Ayrıca salgın sürecindeki yönetim tarzı da çok sorunluydu ve bu çizgisi onu bilimsel gerçeklerle karşı karşıya getirdi.

Trump veya Biden çok da fark etmeksizin görünen o ki; ABD’de işler eskisi gibi iyi gitmiyor. İki başkan adayının kalibre düzeyleri de bunun dışa vurumu. Birbirlerini ağza alınmayacak sözlerle suçlamaları, birbirlerini Çinçi ve Rusçu olmakla itham etmeleri, ABD’nin yönetim sorunlarının çarpıcı bir tezahürü.

Türkiye açısından hangi ABD başkanı daha iyidir sorusunun bizdeki cevabı, hayati bir farkın olmadığıdır. Biden’ın açıktan Türkiye karşıtlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan açıklamaları, Türkiye’nin iç politikasına burnunu sokma hevesi başkan olması halinde Türkiye açısından daha sıkıntılı bir görüntü vereceğinin işareti. Ama bu bile bizim için hayırlı sonuçlara vesile olabilir. Kim hangi safta daha net anlarız. Kimler iç cepheyi tunç kılmamızın engelidir daha net açığa çıkarırız. Kimler emperyalizmi ağzına almaya korkarak siyaset yapabilecek net olarak görürüz.

Kısacası her şerde bir hayır vardır… 

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …