Suriye geçici cumhurbaşkanı Ahmet Şara, 10 Kasım’da ABD başkanı Donald Trump’la Washington’da Beyaz Saray’da görüşme yapacak.
Bu görüşme bir ilkede imza atacak.
* İlk defa bir Suriye cumhurbaşkanı Beyaz Saray’da ağırlanmış olacak. Kuşkusuz bu görüşmede esas olan; içeriğinde nelerin yer alacağı. Bu noktada öne çıkan en önemli husus, Suriye devriminin geleceğinin belirlenmesinde ABD’nin tavrının nasıl olacağıdır. ABDnin Suriye’ye uyguladığı ambargonun bütünüyle kalkmasıdan, ekonomik kalkınmasına vereceği finans katkısının ne olacağının yanı sıra Suriye’nin güvenliğinin kalıcı bir atmosfere dönüşmesi hususunda da ABD’nin tavrı temel belirleyicidir. Zira Suriye’nin kuzeydoğusunda işgalci durumundaki Suriye PKK’sının akibetinin ne olacağınn cevabı, karar verici role sahip olan ABD’dedir?
Suriye PKK’sı ile Suriye’ye geçici cumhurbaşkanı Ahmet Şara arasında 10 Mart’ta imzalanan mutabakata hala uyulmaması, söz konusu bu mutabakat da ifade edilen entegrasyon adımlarının hiçbir şekilde atılmamış olması, Trump görüşmesinde mutlaka üzerinde durulması gereken bir husus olarak dikkat çekiyor. Ahmet Şara’nın bu konuyu gündeme getirip getirmeyeceği ve bu konuda ABD’den neler isteyeceği bilinmiyor. Ancak bu konuyla da ilişkili olan ABD önderliğindeki DEAŞ’a karşı oluşturulan koalisyona Suriye’nin de katılım sağlayacağının biliniyor olması, Suriye PKK’sının varlığı da değinilmesini zorunlu kılıyor.
Bir diğer husus; Suriye ile İsrail arasındaki güvenlik sorununun aşılmasını öngören güvenlik anlaşmasının durumu. Bu konuda da çok belirgin bir içerik henüz ortada yokken bile bazı hususların muhtemel bu anlaşma zemininde ele alınması kaçınılmaz olacaktır. Bunlar arasında neler olabilir? Sıralayalım;
-Suriye’nin güney kuşağında İsrail’in başlattığı askeri hamlelerin durumu.
-1967’den bugüne işgal ettiği ve Suriye toprağı olan Golan tepelerinin durumu.
– Buna bağlı olarak bölgenin “kartal yuvası” olarak adlandırılan Şeyh Dağının İsrail tarafından kontrol edilmesinin nasıl çözüleceği. – Öte yandan Rusya’nın askeri üslerinin de bulunduğu Tartus- Lazkiye hattını içeren kıyı kuşağının ve buradaki ağırlıklı Nusayri nüfusunun güvenlik açısından nasıl bir pozisyonda konumlandırılacak olması
-Hepsinden de daha yakıcı olan, Suriye’nin en değerli topraklarının Suriye PKK’sı tarafından kontrol ediliyor olması çözümünün nasıl olacağıdır.
Tüm bu son derece can alıcı meselelerin ele alınması kaçınılmazdır. Ahmet Şara’nın bir süre önce Rusya ziyaretinde Putin’le yaptığı görüşmede Rusya’nın askeri üslerinin güvenliği konusunda mutabık kalındığı, Rusya ile Suriye arasındaki bu temasın karşılıklı güven inşaası açısından oldukça önemli olduğu söylenebilir. Ancak bu ikili ilişkide de İsrail faktörünü gözardı etmemek gerekir. Zira Ahmet Şara- Putin görüşmesi öncesi İsrail Rusya’yla görüşerek, Suriye’ye ilişkin beklentilerini ortaya koymuştur. Sonuç olarak; Ahmet Şara – Trump görüşmesi öncesi yaptığı Putin buluşması ve şimdi yapacağı Trump buluşmasında da İsrail faktörü öne çıkacaktır.
Bu noktada; Abraham Anlaşması’nı da unutmamak gerekir. Netenyahu’nın bunu Trump’a hatırlatarak öne çıkarttığı Abraham anlaşmasına Suriye’nin de dahil olması konusunun Ahmet Şara’nın önüne ısrarlı bir şekilde gelebileceği de ihtimal dahilindedir. Tüm bunların zemininde vurgulanması gerekir ki; Türkiye için Suriye’nin bütünlüğünün güvenliği, gözardı edilemeyecek düzeyde hayati önemdedir. Tüm bu gelişmeler ve bugüne kadar gelinen nokta bir kez daha göstermektedir ki; ilk günden beri ifade ettiğim Suriye devriminin çalınma riski, hala güncelliğini korumaktadır.
Prof. Dr. İ. Yaşar Hacısalihoğlu Resmi Web Sitesi