Trump-Netanyahu ikilisinin Gazze Planına yönelik Filistin direnişinin odağı HAMAS açıklamasını yaptı. Özellikle Netanyahu’nun beklentisinin tersine HAMAS, sonderece akıllıca ve diplomatik olgunlukla cevap vererek, istenilen ve tasarlanan gerçek bir barış planıysa buna uyacağını ifade etti. İsrail’in saldırıları durdurmasından ve ateşkes sağlanmasından memnuniyet duyacağını ve buna bağlı olarak eş zamanlı olmak kaydıyla esir takasını da gerçekleştirmeye hazır olduklarını beyan etti. Geri kalan maddeler içinse müzakereye hazır olduğunu da ortaya koydu. Bu tavır soykırımcı Netanyahu açısından hiç hoşa gitmeyecek bir hamleydi. Zira Trump- Netanyahu ikilisinin pişirdiği bu plan; herşeyi HAMAS’a yıkıp, onun odağına indirgeyerek, Filistin halkının barış istediğini ama HAMAS’ın buna engel olduğu, bu yüzden de halkının soykırıma uğratılmasından onunda sorumlu olduğu gibi marazi bir yaklaşımı üzerine bina edilmişti. İstekleri gerçek bir barış ve huzur ortamının oluşması ve buna bağlı olarak Filistin halkının bağımsızlığa kavuşması olmadığı için HAMAS kötülenerek, terör örgütü karalamasına maruz bırakılarak nihai şer hedeflerine ulaşmayı hep öncelikli kıldılar. Gazze direnişi aynı zamanda Batı Şeria’nın direnişiydi daha kapsamlısı topyekün Filistin direnişiydi. Filistin’im büsbütün yok edilmesini, haritadan tamamen silinmesini engelleyebilme direnişi, mücadelesiydi.
Gazze’ye saldıran soykırımcı siyonist çete; karakolu, garnizonu olduğu sömürgeci emperyalizmin çıkarlarını korumak ve artırabilmek için şer hevesinden zerre eksilme içinde değildir.
Bu plan; Trump’ın Netanyahu için dertlenerek, İsrail’in yeryüzünde halklar nezdinde giderek artan kötü anılmasını da engelleme çabasıdır. Aslında İsrail üzerinden ABD’nin de itibarını koruma refleksi devrededir.
Plan; zaman içinde Filistin’i tamamen teslimiyete razı etme, razı olunmaz ise zor kullanmayı sürdürmenin şer kararlılığıdır. Hamas; halkına dayatılan bu ahlak dışılığı, hukuk dışılığı görerek, müzakere zeminini önemsediğini ifade etmiştir.
Hamas’ın önüne konulan plan için neleri, nasıl müzakere edeceğinin açıklamasını da yapmıştır.
Buna göre Hamas diyor ki;
1. Ateşkes ve rehine değişimi: “Halkımızın üzerindeki saldırıların sona erdirilmesini ve kapsamlı bir ateşkesin sağlanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm rehinelerin değişimi,kalıcı bir barışın ilk adımı olabilir”
2. Gazze Yönetiminin Geleceği:
“Gazzenin geleceği, Filistin halkının iradesiyle ve ulusal uzlaşı temelinde belirlenmelidir.Dış müdahaleyle atanan yönetimler kabul edilemez.”
1. Silahsızlanma maddesi:” Direniş halkımızın doğal hakkıdır. Silahsızlanma ancak işgalin tamamen sona ermesi ve uluslararası garantiler sağlanması halinde tartışılabilir.”
2. İnsani Yardım ve Yeniden Yapılanma; “Gazze’nin yeniden inşası ve halkımıza insani yardım ulaştırılmasına yönelik her türlü çabayı destekliyoruz”
3. Siyasi Perspektif ve Egemenlik: “Filistin topraklarının özgürlüğü, Kudüs’ün statüsü ve mültecilerin dönüş hakkı tartışma konusu olamaz”
Ana hatlarıyla özetlediğimiz resmi açıklamasıyla HAMAS; plana dair yaklaşımını ve buna bağlı olarak müzakere zeminini belirliyor.
Trump-Netanyahu ikilisinin barıştan anladığı barışın gerçek haliyse, HAMAS’ın belirlediği müzakere zeminine rıza gösterirler. Yok değilse zaten ortaya attıkları da ne barış planıdır ne de Filistin’e kendi topraklarında en ufak bir hayat hakkı verme niyetidir.
O halde bir kez daha; ” Nehirden Denize Özgür Filistin” diyerek, Filistin halkının mukaddes direnişi sürecektir…
Prof. Dr. İ. Yaşar Hacısalihoğlu Resmi Web Sitesi