Anasayfa / Gazete Röportajları / Terörsüz Türkiye hedefinde DEM’in rolü

Terörsüz Türkiye hedefinde DEM’in rolü

Terörsüz Türkiye hedefinde DEM-İmralı görüşmesi ve sonrasında atılan ve atılacak olan adımlar üzerinde günlerdir konuşuyoruz. Şimdilerde DEM heyeti, İmralı görüşmesiyle ilgili TBMM’de grubu olan siyasi partileri ziyaret ediyor. Sonrasında tekrar İmralı ziyaretinin olacağı anlaşılıyor. Bu arada heyetin Suriye’ye de gideceği iddia ediliyor. Bu konuda henüz resmi bir açıklama yok. Ancak başlatılan bu temasların çok da uzamadan sonuca ulaşması temel beklenti.

Teröristbaşı Öcalan’ın terör örgütüne yönelik silah bırakma çağrısını yapması ve bunun karşılık bulması beklentisi, meselenin özü olarak kabul ediliyor. Hatta bu çağrının esası örgütün kendini lağvetmesi ve silahlarıyla teslim olmasıdır. Kuşkusuz bu durumun gerçekleşmesi tartışmasız çok kıymetlidir. Ancak bunun gerçekleşmesinde doğrusal bir işleyişin olamayacağını da kabul etmek gerekir. Terör örgütü elebaşının yapacağı çağrıyla beklentinin doğrudan, hızlıca, istenilen biçimde karşılık bulup, sonuçlanmasının kolay olmadığını kabul etmek gerekir. Her şeye rağmen bu zemini sonuna kadar zorlamak, bu son şansın kıymetinin bilinmesini beklemek de gerekir. Tam da bu noktada uzatılan elin, sunulan imkanın değerini bilmek ve bunu kıymetlendirmesi gereken herkesten önce DEM’dir. DEM, karşılıklı sözlerin, açıklamaların getir-götür işleviyle kendini sınırlamadan, irade ortaya koyarak, ilk açıklamayı DEM yapmalıdır. Bu sürecin edilgeni değil, etkileyeni olmak zorundadır. Zira terör örgütünün ve onun da arkasındaki küresel sömürü ve terör baronlarının siyasi alanı şer hedefleri doğrultusunda kullanmalarının engellenmesi meselenin özüdür. Bunun çözülmesi her şeyden çok daha kıymetlidir. Yıllardır ifade ettiğimiz gibi ve bu köşede kaleme aldığımız birçok yazıda değindiğimiz gibi; HDP/DEM’in terör örgütünün anatomisinden kopması, özgürleşmesi için tüm siyasi partilerin bunun için çaba sarf etmesi son derece önemlidir. Esas olan; seçim, oy kaygısı, oy pazarlığı, oy hesabı yapmadan Türkiye’nin birliğinde olmayı, demokratik, hukuki, toplumsal tüm sorunlarına birlikte el atmayı ama tüm bunlar için terör örgütüne ve onun hamisi sömürgeci emperyalizme, soykırımcı Siyonizm’e karşı cephe oluşturmayı siyaseten başarmaktır. Tam da bugünlerin olumlu ikliminde DEM, irade ortaya koyarak; “PKK anatomisinden koptuğunu, özgürleştiğini, seçim stratejileri kapsamında aday listelerinin belirlenmesine kadar Kandil’in, örgüt elebaşlarının mutlak iradesini, vesayetini tanımadıklarını ortaya koymaları gerekir. Öcalan’ın silah bırakma çağrısını esas almadan, siyasi tavrın esas alınmasını öne çıkararak bu noktada güçlü rol üstlenmelidir.

Her şeyden çok önemli olanın bu nokta olduğunu görmek gerekir. Zira hiçbir terör örgütü devlet desteği almadan uzun süre yaşayamaz. O devlet desteği ki, siyasi zeminde etkin olmasının yolunu açar. Siyasi alandan, o alanı kullanmaktan mahrum kalan terör örgütünün ömrü uzun olamaz. O yüzdendir ki, bu süreçte, terörsüz Türkiye hedefinde DEM’in rolü önemlidir. O rolü cesaretle ortaya koymalıdır.

Önerilen Haber

CHP’de olağanüstü durum

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Şişli ve Beylikdüzü Belediye başkanlarının aralarında olduğu …