Günlerdir teğmenler konusu tartışılıyor. Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) en son yaptığı açıklamayla mesele çok daha net anlaşılmıştır. Söz konusu açıklamada;
“Kara Harp Okulu Sancak Devir Teslim ve Mezuniyet Töreni öncesi bazı öğrenciler, yönergede yapılan değişiklikle kaldırılan metni okumak istediklerini amirlerine defalarca iletmiş, bunun mümkün olmadığı ise kendilerine defaatle tebliğ edilmiştir. Törenin sona ermesinin ardından dönem birincisi tarafından teğmenlerin törenin icra edildiği sahada toplanmaları anons edilmiş, ailelerin alandan dışarı çıkmaları istenmiş, basın mensupları tören alanına davet edilmiştir.
Kılıç çatma esnasında emirlerin hilafında kaldırılan metnin okunacağından sadece eylemi organize eden teğmenlerin bilgisinin olduğu, teğmenlerin büyük çoğunluğunun sadece kılıç çatılacağı düşüncesi ile toplandıkları, misafir asker personelin de olay yerine gelmelerinin bu düşünceyi teyit ettiği, yapılan eylemin mezun olmanın sevinciyle anlık gelişen bir durum olmadığı, önceden planlanarak organize edildiği, bazı öğrencilerin ısrarlı taleplerine rağmen bahse konu disiplinsizliğe karşı amirlerin tören öncesinde gerekli tedbirleri almadıkları ve eylem esnasında müdahalede bulunmadıkları tespit edilmiştir” denilmektedir.
Eylemi organize eden teğmenler ile kastı, kusuru, ihmali veya sorumluluğu olan diğer personelin TSK Disiplin Kanunu kapsamında Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) sevklerine yönelik işlem başlatıldığı belirtilerek açıklamada şu hususlara da değinilmiştir;
“İsnat edilen suç, kılıç çatmak veya ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ demek değil, amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır. Olaya ilişkin yapılan inceleme ve soruşturmanın okunan metinle veya içeriğiyle bir ilgisi yoktur. Yemin metnini okuyan onlarca teğmenden sadece eylemi organize edenlerin YDK’ye sevklerine yönelik sürecin başlatılması bunun en büyük göstergesidir. Burada önemli olan, içerik ne olursa olsun disiplin sürecinin her zaman aynı şekilde işletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecek olmasıdır. Söz konusu eylem, amirlerin izni olmadan, grup halinde organize edilmiş, basın davet edilerek eylemin bilinmesi istenmiş ve emir-komuta zinciri devre dışı bırakılmıştır. Bu, askeri hiyerarşi için kabul edilemez bir durumdur. Bunun görmezden gelinmesi mümkün değildir.
Disiplinsizliğin ‘ama’sı, ‘lakin’i, ‘fakat’ı olmaz, olamaz, olmamalıdır. Olaya karışanların genç olmaları, daha önce disiplin cezası almamış olmaları, başarılı olmaları, okunan metnin daha önce yürürlükte olması gibi gerekçeler disiplinsizlik gerçeğini değiştirmez. Sıralı amirlerin emirlerine rağmen yapılan bu tür eylemler hiyerarşiye saygısızlığın yayılmasına ve astların üstlere karşı saygı ve güveninin azalmasına, itaatsizliğin normalleşmesine neden olur. Ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi ‘Disiplin olmazsa ordular sevk edilemez’. TSK’nın milli, manevi ve mesleki değerleri bir bütündür. Ortak değerimiz olan Atatürk üzerinden bir ayrışma algısı yaratacak tavır ve davranışlar kabul edilemez.”
Bu çok kapsamlı açıklamayla bu eylemden siyasi çıkar devşirmeye çalışanlara net cevap verilmiş oluyor.
Tabii soruşturmayla bazı soruların cevaplanması gerekir. Eylemi planlayanlar nasıl olur da siyasi sonuç üreteceğini bilmezler? Özellikle basın çağrılarak kamuoyuna duyurulması isteğinin nedeni nedir? Her şeyi göze alarak bu eylemdeki ısrar nedendir? Dönem birincisi olan bir subay nasıl olurda bunun disiplinlik olacağına bilmez? Biliyorsa bunu neden göze alır? Bu soruların cevaplarını almakta son derce önemlidir.
Tüm bunlar bir yana bu eylemden Atatürk maskesiyle siyasi çıkar devşirme peşinde olanların sahteliği de bir başka soruna işaret ediyor.
Prof. Dr. İ. Yaşar Hacısalihoğlu Resmi Web Sitesi