CHP’de Değişimin Anlamı

CHP tüzük kurultayına da değişim vurgusuyla gitti. “CHP değişecek Türkiye değişecek” sloganı dillerden düşmüyor.

Tüzüğün değişmesiyle sınırlı olmayan bir değişimse kastedilen o zaman ayrıntılarının net olarak ortaya konması gerekir. Siyasi tutumda,siyasi pozisyonda, siyasi hedefte fikri içerik değişime tabi midir henüz bilmiyoruz. Bu durum CHP’nin ekonomik, sosyal, güvenlik ve dış politika gibi bir çok ana başlıkta nelerin değiştiğini ortaya konulmasıyla anlaşılabilir.

Yoksa değişim genel başkan ve genel merkez yönetiminin değişimiyle sınırlı kalır ki bu durum yeterince değişimin olduğu anlamına gelmez.

Nitekim bugüne kadar sergilenen tutum; fikri zeminde önceki dönemle farklılığın, değişimin olmayacığına işaret ediyor.

Mesela Somali tezekeresine PKK’nın siyasi kolu DEM ile aynı tutum sergilenerek, “hayır” oyu verildi. Önceki yönetim Suriye-Irak ve Libya tezkerelerine PKK’nın siyasi kolu HDP/DEM ile aynı çizgide yer alarak “hayır” oyu vermişti. Bu tezkerelerin yenilenmesi talebi Gazi Meclise geldiğinde CHP yeni yönetiminin yaklaşımının nasıl olacağına dair fikri, Somali tezkeresinde ortaya konulan tutum ortaya koymuştur.

Diğer yandan İstanbul Milletvekili Namık Tan’ın Mavi Vatan stratejimizi ” masal ” olarak nitelemesine karşı parti üst yönetiminden; ” bu niteleme doğru değildir ve partimizin asla görüşü olamaz” minvalinde bir açıklama duyulmamıştır. Ayrıca aynı milletvekilinin Türkiye’nin BRICS’e üyeliğine ilişkin Batı emperyalizminden önce tepki ortaya koyması da CHP yönetimi açısından izaha muhtaçtır.

Enerjiden ekonomiye tam bağımsızlık hedefinde CHP’nin yaklaşımının ne olacağı , bugüne değin küresel kuşatmaya karşı verilen mücadelenin bundan sonraki safhasında CHP’ nin tutumunun nasıl seyredeceğinin de netlikle ortaya konulması gerekir.

Oysa şimdi en çok meşgul olunan husus 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik adaylık meselesidir. Özellikle Anlara ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlarının zemininde saflaşmanın varlığı artık belirgin bir şekilde dikkat çekmektedir . Bir yandan da eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bütünüyle sahadan çekilmemiş olması da bu saflaşmayı etkilemektedir. Mevcut Genel Başkan Özgür Özel ise kendi tarifiyle teknik direktörlüğünü güçlü çabasını sürdürmektedir.

Tüzük kurultayında Mansur Yavaş’ın kürsüden yaptığı sitem, bu süreçte yaşanılanların dışa vurumudur. Konuşma yapacağı bilgisinin Kurultaydan 1 saat önce verilmesinden dolayı sitemini dile getirerek Yavaş; “Polemik falan çıkartmak istemiyorum ama ben de Ekrem başkanımın güzel konuşması gibi sizlere bir konuşma yapmak isterdim. Aylardır yakılan fitne ateşine, ‘Ekrem mi Mansur mu’ şiddetle karşı çıkıyoruz. Bu konuda sayın genel başkanımızın görüşü belli. Biz 14 tane büyükşehir belediye başkanıyız. Sadece ikisini konuşturursanız maalesef buradan fitne ateşine biz de odun atmış oluyoruz” demiştir.

Bu sözler oldukça çarpıcıdır ve CHP’de değişim vurgusunun fikri zeminde işlemediğinin bir başka göstergesidir.