Anasayfa / Köşe Yazıları / Zulme seyirci kalmak, suç ortaklığıdır

Zulme seyirci kalmak, suç ortaklığıdır

Yıllardır kanayan yaradır, Filistin’e yapılan zulümler. İnsanlığın utancının, tükenişinin yeridir Filistin.

Ortadoğu’nun kaynaklarına, insanına hükmetmek, sömürmek üzere emperyalizmin kurduğu işgalci sisteminin karakolu yaptığı İsrail, ne hukuk tanıyor, ne insan hakkı tanıyor ne vicdan ne adalet tanıyor. Bu değerler ve kavramlar onun ne varlığında, ne cisminde, ne refleksinde, ne özünde yer almıyor. Onun için esas olan; emperyalizmin şemsiyesi altında işgal ederek toprakları gasp etmek, mazlum insanların geleceklerini çalmak. Bunun içinde her türlü saldırganlığı, vahşeti, terörü pervasızca uygulamak.

Böyle bir yapının adı devlet olabilir mi? İyi kötü uluslararası hukuk açısından bir devletin devlet olabilmesi için hakkı, hukuku insan haklarını, insancıl hukuku az da olsa da hiç değilse birazcık önemsemesi gerekir. Hatta önemser gibi bile olması gerekir. Bu durumun bile zerresi yok İsrail karakolunda.

Şiddeti, katliamları, terörü kendince olağanlaştırmış bir devletin sıfatı, terör devletidir, emperyalizmin garnizon devletçiğidir. Özünde var olan korkaklığının dışa vurumu; vicdansızlığını, kötülüğünü cesaretlendiren emperyalist sistemin karakolu olmasında saklıdır. Hiçbir uluslararası kurumun yaptırımını, kınamasını asla önemsemesi, emperyalizmin himayeliğinin eseridir. ABD’nin şemsiyesi altında sergilediği güç gösterisi, ona biçilen şer rolünün gereğidir.

Esasen İsrail’in Filistin’e yaptığı saldırılar, çoluk çocuk demeden yaptığı katliamlar bir tükenişin özetidir. Her şeyden önce insanlığın tükenişidir. Uluslararası hukuk, uluslararası toplum kavramlarının anlamlarının tükenişidir. Dünya güvenliğini ve barışını sağlamakla, korumakla yükümlü Birleşmiş Milletler (BM) denilen kurumun varlığının tükenişidir. Emperyalizmin İslam coğrafyasındaki kukla yönetimlerin vicdanlarının, insanlıklarının tükenişidir.

İsrail’in terörüne sessiz kalanların, gerçekleri çarpıtanların rolü, katliamların suç ortaklığıdır. Küresel medya kuruluşlarının yaptığı da aynısıdır. Günlerdir savunmasız insanları, bebekleri, çocukları katleden İsrail’i değil de, Gazze’den atılan füzeleri diline dolayanların, Hamas’ı sorgulayanların İsrail’in sözde meşru müdafaa hakkından dem vuranların; ne vicdanı, ne zihni insani olamaz.

Ne yaptıysa İsrail’in terörünü durduramayan Filistin halkından daha fazla ne bekliyorsunuz? Her türlü desteğe muhtaç ve yapılan her desteği de kabul ediyor. Her kim Filistin halkının yaşam hakkını, nefes almasını, işgalden, zulümden kurtulmasına destek oluyorsa onu bağrına basıyor halk.

İsrail’in zulmünü durduramayan BM’nin ve hukuk, demokrasi, insan hakları şampiyonluğunu kimseye bırakmayan devletlerin gerçek kimlikleri, varlıklarının gerçek nedenleri bugün çok daha fazla netleşmiştir.

Yeryüzünde sömürge damarı kurutulmadıkça bu zulüm sürecektir. Mazlumlar ayağa kalkmadıkça, mücadele ruhu, azmi, inancı ve direnişi dalga dalga yayılmadıkça, emperyalizmin kukla yönetimlerinden kurtulmadıkça bu zulümler sürecektir.

Bu kara tablonun gerçeklerini; vicdanı çoraklaşmamış, zihni ele geçirilmemiş insanlardan uzaklaştırmak için küresel sömürü baronlarının hakimiyetindeki medya kuruluşları da büyük çaba içindeler.

Bu şer çabaları gördükçe, ABD’de ırkçılığa karşı mücadelenin önderlerinden Müslüman Malcom X ‘in şu meşhur sözü, uyarısı geliyor akla. Demişti ki Malcom X; “Eğer dikkat etmezseniz, medya mazlumlarından nefret etmenize ve zalimleri sevmenize sebep olur.”

Bu durum sürdürülemez. İnsanlık tükenişine seyirci kalamaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önderliğinde Türkiye büyük bir çaba gösteriyor. İnsanlığı harekete geçirmenin önderliğini yapıyor. “Dünya, beşten büyüktür” şiarıyla, gerçekleri ortaya koymanın çabasına girişiyor. Mücadele ruhunu ateşlemeye ve ona önder olmaya çalışıyor.

Gelinen nokta, sözün bittiği noktadır. Gün; etkisiz kınamaların, aldatıcı beyanların, işe yaramayan yakınmaların değil, eylemin günüdür. Hakkın, hukukun adaletin gereğinin yerine getirilmesinin günüdür.

BM kendi hukukunu da çiğnetip, yaşananlara seyirci kalmaya devam ederek, eyleme geçmiyorsa, Türkiye önderliğinde uluslararası bir konferans toplanarak, hukuka dayalı eylem kararı alınmalı, güce dayalı inisiyatifin hayata geçmesi sağlanmalıdır.

İslam coğrafyasında zulümler sona ermedikçe, fitne fesat odakları kurumadıkça, emperyalizmin kukla yönetimleri sonlanmadıkça bayramlarımız buruk… Kalbimiz Kudüs’te, Gazze’de… Bayramınız mübarek olsun…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …