Anasayfa / Köşe Yazıları / Zeytin Dalı Harekatı’nı Değersizleştirmeye Çalışanlar – Akşam Gazetesi

Zeytin Dalı Harekatı’nı Değersizleştirmeye Çalışanlar – Akşam Gazetesi

Afrin “Zeytin Dalı” harekatına doğrudan karşı çıkmaya cesareti olmayanlar, ya Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) üzerinden harekatı gölgelemeye ya da Rusya, ABD- Türkiye ilişkileri üzerinden harekatı değersizleştirmeye çalışıyorlar.

Bu çevrelerin ve zatların harekatın kısa sürmesi ve alanının daraltılması en büyük arzuları. Esasen dışarının mikrofonu durumda olmalarının gereğini icra ediyorlar. Bir yandan FETÖ’ nün tüm kaçkınları ve örgütün elebaşı olmak üzere Türkiye karşıtı tüm çevrelerin arzu istekleriyle aynı kulvarda olmaları da dikkat çekici.

Bu çevreler ve zatlar; ekranlarda fiyakalı sözlerle, inceden inceye sözde akademik dille meselenin esasını örtmeye, Türkiye’nin attığı tarihi adımı kıymetsizleştirmeye çalıştıklarını ibretle izliyoruz. Yıllardır zihinlerimizi tutsaklaştırıcı ezberlerle ülkeyi ve milleti teslimiyete sevk etmiş olmanın cüretiyle davrandıkları anlaşılıyor. Ama bu çabaları eskisi kadar karşılık bulmuyor. Halkın feraseti bu zatların önüne geçmiş durumda. Geçen hafta sonu Hatay’daydık. Sınır hattında halkın yaklaşımlarını, duygu ve düşüncelerini bir kez daha paylaşma fırsatı bulduk. Gördük ki, onların ne yaşadığımıza, niçin yaşadığımıza dair teşhisleri bu zatların çok ötesinde gerçeğin ta kendisi. Aslında bu durum, bu çevrelerin ve zatların teşhis yoksunluğundan veya körlüğünden kaynaklanmıyor. Esasen çabaları, bilinçli bir tercih ve adeta özel bir görev.

Bu çevreler ve zatlar için; ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü eliyle açmak istediği koridor, Türkiye’nin kaygı ve tepki duymasını gerektirecek vahamet içermemektedir. Onlara göre küresel sömürünün maşaları yoktur çünkü küresel sömürü yoktur. Sömürgecilik yeryüzünden silinmiştir, emperyalizm sözlüklerden çıkartılacak kadar önemsizleşmiştir. Bu çevreler ve zatlar için; küresel güç hesabı yapanlar sadece meseleye demokrasi ve hukuk zaviyesinden bakarlar ve onların söyledikleri ve yaptıklarını kabul etmekten başka çıkar yol yoktur. Onlar için güçlüye boyun eğmek esastır.

“Gücümüz nedir ki, orta büyüklükte devlet olduğumuzu unutamayalım, haddimizi bilelim, ayağımızı yorganımıza göre atalım” cümleleri, bu çevrelerin ve zatların dilinden düşmeyen ezber cümlelerdir. Bu cümleler masum değildir. İnceden, inceye teslimiyet cümleleridir. Türkiye’nin Soğuk Savaş döneminin blok bağımlılığı reflekslerinden sıyrılmamasının çabasıdır.

Bu çevreler ve zatlar için; Türkiye merkezli düşünmek ve davranmak, uluslararası sistemin doğasına göre mümkün değildir. Dikte edilen esas olmalıdır. Onlar için; güçlü sayılanın çıkarlarının sorgulanması haddinizi aşar. Bu durum sürgit böyledir ve böyle kalacaktır.

Bu zatların bizlere söylemek istedikleri, bazen de cesaretlenerek doğrudan dillerinden döküleni; “Sakın ola tarih yazmaya kalkmayın, kabullenen mevcut durumu, değiştirmek size mi düştü, başarmazsınız, belki özgüveniniz zedelenir, ezik kalmaya mahkum edilirsiniz ama pek de yapacak bir şeyiniz olamaz. Kolay değildir bu düzeni değiştirmek. Değiştirmeye niyetlenmek hayaldir, boş bir çabadır. “

Bu bağlamda bu çevreler ve zatlar için; ”dünya beşten büyüktür” demekte rahatsızlık vericidir.

Bu ülke, bu millet bu rahatsızlığı vermeye devam edecek… Yeniden tarih yazmanın sarsılmaz mücadelesini sürdürecek. Bu tarihin öznesi de, neferi de o olacak…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …