Anasayfa / Köşe Yazıları / Türkiye’yi kuşatmaya çalışanlar

Türkiye’yi kuşatmaya çalışanlar

Türkiye’nin haklılığını hiçbir terazinin inkar edemeyeceği konularda, şu ana kadar muhataplarına ilişkin belirgin bir değişim görmüyoruz. Suriye’de PKK/YPG hamiliğinde, S-400 alımına ilişkin tehditlerde, Doğu Akdeniz’e dair sıkıştırmalarda ABD’nin aynı havayı, ısrarla koruduğunu görüyoruz.

Türkiye’ de şu ana kadar gösterdiği kararlılık çizgisini koruyor. Haklılığın gücünü ortaya koymaya devam ediyor. Ama ABD’nin PKK/YPG konusunda geri adım atmak yerine Türkiye’yi sıkıştırmaya, pes ettirmeye ya da hafifiyle ikna etmeye çalıştığını anlıyoruz.

Bir yandan PKK/YPG terör yapısından Suriye’de kurduğu terör ordusuna eksiksiz her türlü yüksek donanımlı silahları aktırıyor. Bir yandan da Fırat’ın Doğusuna, Münbiç’e Türkiye’nin muhtemel bir askeri harekatının dan caydırmaya çalışıyor.

Bazı kaynaklar; ABD’nin; PKK/YPG terör örgütlerinin kullanımına Türkiye’ye vermediği Patriot hava savunma sistemini ve savaş uçakları vereceği belirtiyor. Bu durum vahametin boyutunu net olarak ortaya koyuyor.

ABD adım adım, Suriye’de ikinci İsrail’i oluşturma hedefine yaklaşmak istiyor. Bu hedef, Filistin’e dayatılmak istenen adına, “Yüzyılın Anlaşması” denilen planın bir parçası olarak görülmelidir. Zira İsrail’in güvenliği için her şeyi düşünen ABD’nin; hem iç cephede hem de dış cephede de İsrail’in güvenliğini sağlayacak ikinci bir garnizon devletçiği oluşturmak istiyor. Kukla bir devletçik işleviyle Kürtlere de mutluluk getirmeyecek bu plana; inanç sahibi, Anadolu’ya sımsıkı bağlı, mazlum halklarla aynı safta olan, kendi kaynaklarını başkalarına devretmeye rıza göstermeyecek her Kürt’ün de, karşı olması gerekir. Nitekim bu noktada emperyalizmin bu oyununa kanmayan Kürtlerin varlığını da unutmamak gerekir.

S-400 sıkıştırması, Türkiye’yi zor bir dönemece itiyor. Bir yandan savunmasız hava sahası, diğer yanda ABD’nin açık ve ağır tehditleri. Bu durum Türkiye açısından ancak direnerek ve üreterek zaman içinde mutlaka aşabileceği bir zorluk olarak görülüyor.

Doğu Akdeniz’de bugün görünen bu tablo; haklarımızı hiçe sayan, uluslararası hukuka aykırı ruhsatlandırmalar eliyle, petrol sondajlamaları yaparak, Türkiye’yi kanatsız bırakmanın oyununa dönüşmüş durumda. Bu oyuna Türkiye’nin rıza göstermesini bekleyenler, gelecek nesillerin yarınlarını teslimiyete, boyunduruğa, emperyalizme teslim etmiş olur.

ABD’yi arkasına alan Yunanistan, İsrail’in işbirliğiyle ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’yle Türkiye karşıtı yayınlara devam ediyor. Yunan gazeteleri, her gün Doğu Akdeniz’e odaklı ve Türkiye karşıtı yazıları öne çıkararak, Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direncinin kırılması beklentisi oluşturuyor.

Doğu Akdeniz’de sondajlama yapan gemilerimizden çok rahatsızlar, Türkiye’nin deniz tatbikatlarından kaygılılar. Ama Ege’den Doğu Akdeniz’e uzanan deniz alanlarında hiçbir hakkı, hukuku olmayan ülkelerin varlığından çok mutlular.

Türkiye’nin sondaj faaliyetleri de, askeri tatbikatları da sürecek. Doğu Akdeniz’de de direneceğiz, kazanacağız…

Yoksa gelecek nesillerin boynunu bükmüş oluruz…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …