Anasayfa / Köşe Yazıları / Türkiye’nin kararlılığı Beyaz Saray’da

Türkiye’nin kararlılığı Beyaz Saray’da

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti, ABD Başkanı Trump’ın daveti üzerine gerçekleşti. Ziyaret öncesi tartışma çıkaranlar, Türkiye’nin haklı davasının direnci ve mücadelesini değil, ritüellerine odaklandılar. Trump’ın mektubunu ağızlarına sakız ettiler, ABD Başkan Yardımcısı Pence’in Ankara görüşmesinde oturuş yerini konu ettiler, ABD’ye neden gidiliyormuş tartışmasını köpürtmeye çalıştılar. Barış Pınarı Harekatı’yla 100 yıllık emperyalist planın yediği darbeyi adeta gölgelemek için çırpındılar. Bir anlamda atla arabanın yerini değiştirmeye çalıştılar.

Trump’ın davetine karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’ye gitsin mi, gitmesin mi tartışmasında biz de diyorduk ki; mektup götürülüp bizzat asıl muhatabının önüne konulacak ve Türkiye’nin haklılığı, mücadelesi ve kararlılığı Beyaz Saray’dan ABD kamuoyuna ve dünyaya duyurulacak.

ABD’ye rağmen, onun her şekilde durdurma çabasına rağmen, ahlak dışı mektuplara, yaptırım tehditlerine rağmen gerçekleştirilen Barış Pınarı Harekatı’nın sonrası, kararlılık, istiklal direnci, Türk bayrağıyla ABD’ye de taşınacak.

Türkiye’nin; terör örgütleriyle iş tutanların hukuka, adalete, insan haklarına, demokrasiye nasıl ihanet ettikleri, nasıl ikiyüzlülük yaptıkları, yapanların yüzlerine söylenecek ve vicdanı körelmemiş yeryüzünün neresinde bir insan varsa asıl onlara seslenilecek.

Öyle de oldu. Aynısı yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’de ne demişse ve neler demeye kararlıkla devam ediyorsa, Beyaz Saray’da da aynısını yapmıştır. Kanıtlarıyla tüm gerçekleri önlerine koymuş, bir kez daha suratlarına söylemiştir. “ Teröristlerle mücadele etmezseniz bedeli ağır olur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel sömürü ve terör baronlarına sahada verdiğimiz okkalı cevabı, masada suratlarına vurmuştur.

PKK/PYD-YPG terör yapısının elebaşı Ferhat Abdi’nin gerçek kimliğini, kalleşliklerini, terör saldırılarındaki rolünü kanıtlarıyla ve hatta bazıları CIA’in raporlarıyla doğrudan bu zatlara ve ABD Başkanı’na sunulmuştur. Dünya kamuoyunun önünde Trump’ın yüzüne aslında; “sen bir teröristle iş tutuyorsun” denilmiştir.

S-400 hava savunma sistemi konusunda Türkiye, haklı ve kararlı tutumunu sürdürmüştür. S-400’lerin yanı sıra başından beri söylediği gibi Patriot’lar içinde olumlu bakışını tekrarlamıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump’a Temsilciler Meclisi’nde konuşma yapabilirim önerisi, Türkiye’nin kararlı tutumunun, haklılığının gücünün ve özgüveninin tezahürüdür. Bu gerçekleşmeyince çağrılan bazı senatörlerin, doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onların da sorularına karşı Türkiye’nin haklı ve kararlı tutumu suratlarına sıralanmıştır.

Bu arada, Gazeteci Hilal Kaplan’ın Trump’ın yüzüne karşı; “YPG’nin liderini Mazlum Kobani kod adlı bir kişiyi Beyaz Saray’a davet ettiniz. Bugün size verilen bilgilerde görebileceğiniz gibi Türkiye’de 17 tane terörist saldırının sorumlusu kendisi. 116 asker ve sivilin ölümüne sebep olan kişi. Hâlâ Beyaz Saray’a davet etmeyi düşünüyor musunuz?” sorusu; Trump cevap verememiş olsa da, Türkiye’nin teröre ve arkasındaki baronlarına karşı devletiyle, milletiyle topyekun mücadele kararlılığının sesi, inancı, direnci, kararlılığı olmuştur.

Bu durumdan küresel sömürü ve terör baronlarının ve emperyalizmin kirli projesi olan; “Erdoğan düşmanlığının” içimizdeki tetikçileri rahatsız olmuşlar… Varsın olsunlar… Onlar görevlerini yapıyor. Biz de vatan görevini…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …