Anasayfa / Köşe Yazıları / Emperyalizmin terör oyunu ve içimizdeki mikrofonları

Emperyalizmin terör oyunu ve içimizdeki mikrofonları

Emperyalizm; insanlığın medeniyet yolculuğunda birçok ilklerin yeşerdiği, Ortadoğu’nun bereketli topraklarını kirletmeye, mazlum halkları birbirine düşmanlaştırarak, çıkar devşirmeye devam ediyor. Bölgede sadece Türkiye, tüm mazlum halklar için bir umut kaynağı olarak varlığını koruyor.

Suriye’yi terör tarlası yapmak isteyen emperyalizm, özellikle son on yıldır, karanlık ajandasını uygulamaya çalıştıkça, Türkiye direnciyle karşılaştı. Suriye’nin kuzeyini doğu-batı doğrultusunda terör örgütüyle, ikinci İsrail olarak görev yapacak bir garnizon devletçiğine dönüştürmek isteyen emperyalizmin bu projesi suya düştü. Türkiye üç askeri harekatla bu projeye büyük darbe vurdu.

Bu proje için bölgede terör örgütlerini birbirini besleyecek şekilde üreten, yöneten, yönlendiren ve işi bittiğinde de öldüren emperyalizmin, öyle kolayca şer heveslerinden vazgeçmeyeceği bilinen gerçek. Ama aşamayacağı dirençle de karşılaştığında geri adım atmak zorunda kalabildiği de bilinen bir başka gerçek. Bu noktada esas olan direnç gücünüzdür, dayanıklılığınızdır.

Boyun eğmezseniz, iç cephenizi tunç kılarsanız, içerdeki etki ajanlarını, plastik suratlı kripto unsurlarını etkisizleştirir, toplumla bağını kopartırsanız, başarı kaçınılmazdır. Türkiye bu mücadelenin tam orta yerinde. Cüssesinin çok üstünde sonuçlar üreten hamleleri, kararlılığı, direnci sonuç almaya devam ediyor.

DEAŞ’ın lideri olduğu söylenilen Bağdadi’nin öldürüldüğünü açıklayan Trump, uzun izahatlı basın buluşmasında sarf ettiği sözlerle yaşanılan çarpıklıklar daha da belirginleşti. Her şeyden önce varlık nedeni, emperyalizmin çıkarlarının sahadaki işleyişini meşrulaştırmak olan DEAŞ ve PKK/PYD-YPG terör örgütlerinin Türkiye’nin müdahalesiyle hem birbiriyle ilişkileri hem de sahadaki özellikle istedikleri yerlerdeki varlıkları sürdürülemez noktaya gelmiştir. DEAŞ’ın Suriye’deki varlığı, PKK/PYD-YPG terör örgütünün varlığını meşrulaştırmak içindi. Tabii bu durumdan halkına kimyasal silah kullanmaktan geri durmayan Esad’ın da yararlandığını unutmamak gerekir. Şimdi ise ihtiyacın sonuna gelinmiştir. Zaman tasfiye zamanıdır. Hep söyledik ve yazdık ki; El Kaide’yi ne kadar az duyuyorsanız, DEAŞ’ı o kadar çok duyuyorsunuz ama bir süre sonra DEAŞ’ı da daha az duymaya başlayacaksınız Yenisi mi? Tezgahlanır mutlaka.

Zira emperyalizm üretir, yönetir, kullanır işi bitince de ipini çeker. Usame Bin Ladin gibi bir varmış, bir yokmuş. Bağdadi için de aynı yolun tercih edildiği anlaşılıyor. Çok kıymetli sırlarıyla bir anda kayboldular. Çeşitli ölüm senaryolarının fazlaca önemi yok aslında. Emperyalizm için esas olan bu zatlar değil, kimseyle paylaşmaması gereken sırları. Vakti gelince kendilerinden çok sırları gömülmeliydi ve olan da budur.

Son günlerde Barış Pınarı Harekatı sonrası içimizdeki bazı zatlar çok rahatsızlar. Bir emperyalist proje olan Cumhurbaşkan Erdoğan düşmanlığının tetikçileri olarak, harekatın başarısını küçültmek, gölgelemek, emperyalist kukla devlet projesini yırtıp attığını yok saymak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu durumu çılgınlık düzeyine vardırdılar. DEAŞ terör örgütünü gerekçe gösterip, PKK/PYD-YPG terör yapısını laik olduklarını söyleyerek, onlarla ittifak yapılabileceğini söylemeye vardırdılar. Bu sözleri bazı siyasetçi, gazeteci ve hatta emekli bir askerden duyunca, emperyalizmin içimize yönelişinden kendince bazı sonuçlar aldığını anlıyoruz. Ama tüm bu yaşanılanlardan Türkiye sevdalıları çok önemli sonuçlar çıkarıyor ve daha fazla kenetleniyor, daha fazla güçleniyor.

Başaramayacaklar… Milletimizi bölmeyecekler… Millet iradesine dayanan, istiklal meşalesi olarak tüm mazlumlara ışık olan, umut olan Cumhuriyetimizin 96.yılı kutlu olsun…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …