Anasayfa / Köşe Yazıları / CHP’de iki ismin siyasi pozisyonu

CHP’de iki ismin siyasi pozisyonu

Bir yandan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu için açılan davanın seyri, diğer yandan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’ in,“İzmir parası ve bayrağı” ile ilgili sözleri bu haftanın en çok tartışılan konularıydı. Her iki ismin de siyasi açıdan irdelenmesi gereken hususları var.

Canan Kaftancıoğlu’nun; devleti, Mehmetçik’i, şehitlik makamını aşağılama, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve gerek kamu görevlilerine ve gerekse Cumhurbaşkanı’na hakaret içeren ifadelerinin yer aldığı sosyal medya mesajları, siyaseten tartışmanın ana odağıdır.

İl Başkanlığı öncesine ait olduğu ifade edilen mesajların içeriği, siyaseten ele alınması gereken önemdedir. İl Başkanı olmasaydı, bu denli üzerinde durulmaya bilirdi. Bu noktada meselenin hukuki durumundan bağımsız olarak, asıl olan; CHP İstanbul İl Başkanı olan birisinin bu tür içeriğe sahip mesajları topluma nasıl verebildiğidir. Meselenin özü budur. “Başkaları da yaptı niye onlara bakmıyorsunuz?” savunması, bu sorunun cevabı değildir ve meseleyi açıklamamaktadır. Zira CHP İl Başkanlığı, önemli bir temsil pozisyonudur ve siyaseten her bakımdan sorgulamadan soyutlanamaz.

Aslında her şeyden önemlisi de; Kaftancıoğlu’nun yakın geçmişte kamuoyuyla paylaşarak, mesajlarının bugünde arkasında durduğunu ifade etmesi, en ufak pişmanlık duymaması ve CHP il başkanlığı görevine devam etmesidir.

Devleti seri katil ilan eden, sözde Ermeni soykırımını kabul eden, şehitlik mertebesini açıkça aşağılayan bir anlayışın, CHP il başkanlığına devam etmesi, CHP’yi yönetenler ve karar mekanizmalarınca siyaseten hiç dert edilmemesi asıl sorunun odağıdır. Bu sözler ve bu siyaset üslubu kabul mü edilmektedir? Kendileri kabul ettiyseler, bizim de kabul etmemizi mi istemektedirler? Bize oy verecekseniz bunu kabul ederek verin mi demektedirler? CHP yönetimi için, bu zatın siyaseten dokunulmazlığının hikmeti nedir?

Bu soruların muhatabının cevaplarını vermeleri gerekir. Tıpkı HDP’nin PKK anatomisindeki pozisyonunu, siyasi alanda nasıl dayatıyorsa, nasıl alıştıra alıştıra kabul etmemizi bekliyorsa burada da aynı durumun söz konusu olduğu anlaşılıyor. Bu sözlerin arkasında durmaya devam eden il başkanını, öyle anlaşılıyor ki; bize dayatmaya çalışarak, alıştıra alıştıra kabul edilmesini beklemektedirler.

Diğer yandan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, birkaç yıl önce Kıbrıs konusunda ifade ettiği sözlerinin de siyasetten aydınlanması gerekir. Türkiye’nin; hem kendisi için, hem de yavru vatan KKTC halkının çıkarları için verdiği çabayı, Kıbrıs adasına müdahalesi olarak görerek, doğru bulmadığını söyleyen Soyer; “Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakırsak, en doğrusu bu olacak. Ancak hiç bırakmıyoruz. Herkes Ada’nın bir tarafından çekiştiriyor. Ben bunu doğru bulmuyorum. Kıbrıs’ın jeopolitik önemini bir kenara koyup, Ada’yı Kıbrıslılara bırakmak lazım” demişti. İngiltere’nin, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki üslerini Londra titizliğinde kururken, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimin, küresel güçleri arkalarına alarak, Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne hapsetme çabaları sürerken, Türkiye’ye jeopolitik önemi bir kenara bırakmayı önermesi vahimdir.

Ayrıca kendisiyle ilgili bir başka merak konusu, PKK’nın hendek terörü dönemindeki açıklamaları. O dönemde halkı sokağa dökmeye çalışan, PKK’nın kazdığı hendeklere çocukları yerleştirerek, güvenlik güçlerine karşı kendilerini siper eden terör ağalarının kirli planlarını, direniş olarak takdim edenlerin, halka kıyım yapılıyor diye kara propaganda yapanların yani HDP’nin kürsülerinde yer alarak, “Sizin gücünüzü artırmak için elimden gelen desteği vereceğim”nutukları atması, siyaseten sorgulanması gereken bir başka durumu yansıtıyor. Merak ediyoruz. Tunç Soyer; bugün de tıpkı İstanbul İl Başkanı gibi aynı görüşlerinin, aynı açıklamalarının arkasında mı?

Evet merak ediyoruz. Zira kısa bir zaman önce İzmir çevresinde orman yakan PKK terör örgütünü kınayan bildiriye İzmir belediye meclisinde AK Parti, MHP ve İyi Parti’nin kabul oylarına rağmen reddetmeleri çok düşündürücü.

Siyaseten bunları yok mu sayalım? Önemsiz mi görelim? Hiç mi sorgulamayalım, irdelemeyelim?

Cevabı evet olanlarla siyaseten tartışmaya devam edeceğiz… 

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …