Anasayfa / Köşe Yazıları / Barışı kurşunlayanlar

Barışı kurşunlayanlar

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hak ihlali kararı verdiği, 1128 akademisyen ve araştırmacı kimliği taşıyanların imzaladığı, adına “barış” dedikleri bildiriye ilişkin o tarihte (16.01.2016) kaleme aldığım, “1128 İmzalı Terör Belgesi” başlıklı yazımının büyük bölümünü müsaadenizle aşağıda tekrar yayınlıyorum.

Bu noktada; AYM’ in bu skandal kararının sadece hukuki değil, aynı zamanda siyasi ve stratejik yansımaları olacağını da belirtmek isterim… Bu noktada bu kararın; Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna operasyon ihtimalinin çok yükseldiği ve federatif yapıya ilişkin bir anayasa dayatmasının alttan alta hazırladığına dair duyumların arttığı bir dönemde ortaya çıkması da gözden kaçmamalıdır.

“Kendilerini akademisyen ve araştırmacı tanıtan 1128 kişi, adına “barış” dedikleri bir bildiriye imza attılar. Bu bildirinin imzacılarının bazıları da yabancılardan oluşuyor.

Bildiride; “… devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına katliam

gerçekleştirdiğini, bilinçli sürgün politikası uyguladığı, halka kasıtlı ve planlı kıyım yaptığı

ifade ediliyor…”

Bildiri baştan sonra bu üslup ve benzer vurgularla oluşturulmuş. Tam bir kara propaganda

metni. Gerçeği yansıtmayan, terörü ve terör örgütünü meşrulaştıran ve bu haliyle de teröre

destek olan dehşet bir utanç vesikası.

Bu bildirinin hiçbir yerinde hendek terörü yok. PKK terörü yok. Terör olgusu yok. Bu zatların

lügatlarında terör nedir, terör örgütü kimdir? Hendekler kazıp, barikatlar kurup 18 yaşında

altında çocukları silahlandırıp, okulları, hastaneleri, camileri yakıp yıkarak ambulansları

itfaiyeleri kurşunlayarak, lojmanları havaya uçurup 1 yaşındaki, 3 yaşındaki bebeleri

katlederek, bölge halkı üzerinde şiddet eliyle korkuyla tahakküm kuranlar ne yapmaktadır?

Bu zatların gözünde bu yapılanlara ne denir? Bu gerçekler nasıl tarif edilir? Bunlara terör

denilmez de ne nedir? Dünyanın hangi demokratik ve hukuk devletinde buna seyirci kalınır?

Bu bildiri, teröre açık destek sunmaktadır. PKK’nın da söyledikleri aynı şeylerdir. PKK

propagandasında kullandığı aynı üslupla devleti karalama amacı dikkat çekicidir.

Bu bildiri; terörün namlularından çok daha fazla etkili olmayı hedefleyen, teröre oksijen

veren bir belgedir. Bu bildiri, barışı kurşunlayan aslında bir terör belgesidir.

Bu imzacı zatlar bu bildiriyi oluştururken, PKK’nın yaptıklarına hiç değinmeyerek aslında

demektedirler ki; hendekler ve barikatlar var olmaya devam etsin, okullar, hastaneler, camiler yakılıp yıkılmaya, ambulanslar, itfaiyeler kurşunlanmaya devam etsin, sadece güvenlik birimlerinin kendileri değil aileleri ve onların lojmanları da havaya uçurulmaya devam etsin, 1 yaşında,3 yaşında bebeler katledilsin, PKK kamu düzenini kendi bildiği gibi kursun ve yönetsin, 16-17 yaşında çocuklar 60, 70 yaşında insanlara kimlik kontrolleri yapsın, yolları kessin, asayişten onlar sorumlu olsun, halkı korkuyla şiddetle sindirip, halkın iradesine ipotek koysun. Şehirler kantonlaştırılsın, uluslararası çıkarların beklentilerini karşılasın, böylece ufalanma ve dağılma iklimi oluşsun. Tüm bunlar olurken de devlet asla müdahale etmesin, teröre ve terör örgütüne seyirci kalarak teslim olsun.

Buna dünyanın hangi demokratik hukuk devleti izin verir? Teröre destek olan, terörü meşrulaştırmaya çalışan her çaba hukuksuzdur, suçtur.”

Boşuna dememiş üstat Necip Fazıl Kısakürek; “Elin oğlu okur atomu böler; bizimkiler okurmilleti böler.”

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …